Mealler

/ Mealler / Liste

Zuhruf Suresi - Mealler

Takip Sure Ayetler Meal
Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Şaban Piriş Evet, onları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık bir elçi gelinceye kadar nimetlendirdim.
Şaban Piriş

Evet, onları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık bir elçi gelinceye kadar nimetlendirdim.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Suat Yıldırım Doğrusu, Ben bunları da, babalarını da kendilerine hakikat ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.
Suat Yıldırım

Doğrusu, Ben bunları da, babalarını da kendilerine hakikat ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Süleyman Ateş Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dek yaşattım.
Süleyman Ateş

Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dek yaşattım.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Yaşar Nuri Öztürk Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim.
Yaşar Nuri Öztürk

Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Mustafa İslamoğlu Ama nerde! Ben, işte şunların ve atalarının, hakikat ve (o hakikat) apaçık ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar safa sürmelerine izin verdim.
Mustafa İslamoğlu

Ama nerde! Ben, işte şunların ve atalarının, hakikat ve (o hakikat) apaçık ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar safa sürmelerine izin verdim.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Rashad Khalifa Indeed, I have given these people and their ancestors sufficient chances, then the truth came to them, and a clarifying messenger.
Rashad Khalifa

Indeed, I have given these people and their ancestors sufficient chances, then the truth came to them, and a clarifying messenger.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet The Monotheist Group Indeed, I have given these people and their fathers to enjoy, until the truth came to them, and a clarifying messenger.
The Monotheist Group

Indeed, I have given these people and their fathers to enjoy, until the truth came to them, and a clarifying messenger.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Edip-Layth Indeed, I have given these people and their fathers enjoyment, until the truth came to them, and a clarifying messenger.
Edip-Layth

Indeed, I have given these people and their fathers enjoyment, until the truth came to them, and a clarifying messenger.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Ali Rıza Safa Hayır! Gerçeği ve onu açıklayan bir elçiyi gönderinceye dek, onları ve atalarını geçindirdim.
Ali Rıza Safa

Hayır! Gerçeği ve onu açıklayan bir elçiyi gönderinceye dek, onları ve atalarını geçindirdim.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Süleymaniye Vakfı Aslında bunlara da atalarına da nimetler verdim, sonunda bu gerçek ve onu açıklayan elçi geldi.
Süleymaniye Vakfı

Aslında bunlara da atalarına da nimetler verdim, sonunda bu gerçek ve onu açıklayan elçi geldi.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Edip Yüksel Doğrusu, kendilerine gerçek ve apaçık bir elçi varıncaya kadar şunlara ve atalarına imkan tanıdım.
Edip Yüksel

Doğrusu, kendilerine gerçek ve apaçık bir elçi varıncaya kadar şunlara ve atalarına imkan tanıdım.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Erhan Aktaş Doğrusu bunları ve atalarını, kendilerine Hakk ve onu açıklayıcı bir resul gelinceye kadar yararlandırıp yaşattım.
Erhan Aktaş

Doğrusu bunları ve atalarını, kendilerine Hakk ve onu açıklayıcı bir resul gelinceye kadar yararlandırıp yaşattım.

Zuhruf 29. Ayet 29. Ayet Mehmet Okuyan Doğrusu, bunları da atalarını da kendilerine gerçek ve onu apaçık (tebliğ eden) bir elçi gelinceye kadar barındırdım.
Mehmet Okuyan

Doğrusu, bunları da atalarını da kendilerine gerçek ve onu apaçık (tebliğ eden) bir elçi gelinceye kadar barındırdım.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Ahmed Hulusi Hak onlara geldiğindeyse dediler: "Bu bir büyüdür... Biz Onu kabul etmeyiz!"
Ahmed Hulusi

Hak onlara geldiğindeyse dediler: "Bu bir büyüdür... Biz Onu kabul etmeyiz!"

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Ali Bulaç Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız."
Ali Bulaç

Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız."

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Bayraktar Bayraklı Bu gerçek kendilerine geldiğinde, "Bu bir büyüdür. Biz onu reddediyoruz" dediler.
Bayraktar Bayraklı

Bu gerçek kendilerine geldiğinde, "Bu bir büyüdür. Biz onu reddediyoruz" dediler.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Diyanet İşleri Fakat kendilerine Hak gelince, "Bu bir büyüdür, biz onu kesinlikle inkar ediyoruz" dediler.
Diyanet İşleri

Fakat kendilerine Hak gelince, "Bu bir büyüdür, biz onu kesinlikle inkar ediyoruz" dediler.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Elmalılı Hamdi Yazır Yaşattım da kendilerine hakk gelince "bu bir sihirdir, biz buna inanmayız" dediler
Elmalılı Hamdi Yazır

Yaşattım da kendilerine hakk gelince "bu bir sihirdir, biz buna inanmayız" dediler

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Gültekin Onan Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona kafir (olanlar)ız."
Gültekin Onan

Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona kafir (olanlar)ız."

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Hasan Basri Çantay (Fakat) kendilerine o hak gelince onlar "Bu, sihirdir. Biz onu (inkar ile) küfredicileriz" demişlerdir.
Hasan Basri Çantay

(Fakat) kendilerine o hak gelince onlar "Bu, sihirdir. Biz onu (inkar ile) küfredicileriz" demişlerdir.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet İbni Kesir Hak kendilerine geldiğinde ise: Bu bir büyüdür. Doğrusu biz, onu inkar ediyoruz, dediler.
İbni Kesir

Hak kendilerine geldiğinde ise: Bu bir büyüdür. Doğrusu biz, onu inkar ediyoruz, dediler.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Muhammed Esed ama şimdi hakikat onlara ulaşınca, "Bütün bunlar sadece büyüleyici laflardır ve biz onlarda bir doğruluk payı olduğuna inanmıyoruz!" derler.
Muhammed Esed

ama şimdi hakikat onlara ulaşınca, "Bütün bunlar sadece büyüleyici laflardır ve biz onlarda bir doğruluk payı olduğuna inanmıyoruz!" derler.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Şaban Piriş Onlara hak geldiği zaman: -Bu bir aldatmacadır, biz onu tanımıyoruz. dediler.
Şaban Piriş

Onlara hak geldiği zaman: -Bu bir aldatmacadır, biz onu tanımıyoruz. dediler.

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Suat Yıldırım (30-31) Ama bu gerçek kendilerine gelince: "Bu sihirdir, biz bunu kabul etmeyiz" dediler ve eklediler: "Bu Kur'an, bu iki şehirden büyük bir adama indirilseydi ya!"
Suat Yıldırım

(30-31) Ama bu gerçek kendilerine gelince: "Bu sihirdir, biz bunu kabul etmeyiz" dediler ve eklediler: "Bu Kur'an, bu iki şehirden büyük bir adama indirilseydi ya!"

Zuhruf 30. Ayet 30. Ayet Süleyman Ateş Fakat kendilerine gerçek gelince: "Bu, büyüdür, biz onu tanımayız" dediler.
Süleyman Ateş

Fakat kendilerine gerçek gelince: "Bu, büyüdür, biz onu tanımayız" dediler.

İletişime Geçin

Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.

image image

Henüz Üye Değil misiniz?

Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.

image image