Mealler

Onlara hep birbirinden büyük mucizeler gösterdik. Belki dönüş yaparlar diye azaplarla sarstık.

Onlara gösterdiğimiz her mu'cize, mutlaka kızkardeşinden (ötekinden) büyüktü. Belki dönerler diye onları (kıtlık, tufan, çekirge gibi türlü) azab(lar) ile cezalandırdık.

Onlara gösterir olduğumuz her ayet/alamet, kızkardeşi ayet/alametten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.

Oysa ki onlara gösterdiğimiz her mucizevi ayet bir öncekinden daha büyüktü: Bir de onları, belki dönerler diye bela(lar)la kuşattık.

Every sign we showed them was bigger than the one before it. We afflicted them with the plagues, perhaps they repent.

And every sign We showed them was greater than the one before it, and We seized them with the torment, perhaps they would return.

Every sign We showed them was greater than the one before it, and We seized them with the torment, perhaps they would revert.

Onlara gösterdiğimiz her mucize, diğerinden daha büyüktü. Üstelik onları cezalandırdık; belki dönerler diye.

Gösterdiğimiz her bir mucize diğerlerinden büyüktü. Belki dönerler diye onları sıkıntılara (krizlere, azaplara) soktuk.

Onlara bir birinden büyük mucizeler gösterdik ve belki dönerler diye başlarına çeşitli felaketler getirdik.