Mealler

Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.

Hani, (elçiler) İbrahim'in huzuruna girmişler ve "(Sana) selam olsun!" demişlerdi de, o da, "(Size de) selam olsun!" demiş ve (içinden) "Bunlar tanımadık kimseler" diye geçirmişti.

They visited him, saying, "Peace." He said, "Peace to you, strangers!"

When they entered upon him, they said: "Peace." He said: "Peace to a people unknown!"

When they entered upon him, they said, "Peace." He said, "Peace to a people unknown!"

Onun yanına girdiklerinde; "Selam!" dediler. "Selam yabancılar!" dedi.

Hani yanına girmiş, "Selam!" demişlerdi. O (İbrahim): "Size de selam, tuhaf bir topluluksunuz" demişti.

Onun huzuruna girmişlerdi ve "Selam (barış)" demişlerdi. O da, "Selam size, yabancılar!" demişti.

Onun yanına geldiklerinde, "Selam." dediler. "Selam, tanınmayan topluluk." dedi.

Hani onlar (İbrahim'in) yanına girmiş ve "Selam!" demişlerdi. (İbrahim de) "Selam!" demiş, "(Bunlar) yabancı bir topluluk!" (diye içinden geçirmişti).[1]