Mealler

Sonra Biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir borçtur.

Sonunda elçilerimizi ve inananları kurtarırız. İşte böyle, üzerimize bir borç olarak mü'minleri kurtarırız.

Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız.

Sonuçta, elçilerimizi (ötekilerin başına gelecek her beladan) kurtarırız; aynı şekilde iman eden kimseleri de (kurtarırız): İşin gerçeği, mü'minleri kurtarmak en çok Bize düşer.

We ultimately save our messengers and those who believe. It is our immutable law that we save the believers.

Then We will save Our messengers and those who believe. It is thus binding upon Us that We save the believers.

Then We will save Our messengers and those who acknowledge. It is thus binding upon Us that We save those who acknowledge.

Sonra, elçilerimizi ve inananları kurtarırız. İşte böyle, inananları kurtarmak, üzerimizde bir yükümlülüktür.

Sonra elçilerimizi ve inanıp güvenenleri kurtarırız. Bu hep böyledir. İnanıp güvenenleri kurtarmak boynumuzun borcudur.

Sonunda elçilerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Evet, iman edenleri kurtarmak bizim değişmez bir yasamızdır.