Mealler

Gökte Ay'ı bir nur, Güneş'i ise lamba yaptı.

'Ve Ayı bunların içinde nur yaptı. Güneşi de bir lamba yaptı.'

"Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi."

Yine ayı etkili bir ışık (yansıtıcı) kıldığını, güneşi de (ışık kaynağı) tarifsiz bir lamba yaptığını?

He designed the moon therein to be a light, and placed the sun to be a lamp.

"And He made the moon to illuminate in them, and He made the sun to be a lamp?"

"He made the moon to illuminate in them, and He made the sun to be a lit flame?"

"Onların içine ayı bir aydınlık yapmış; güneşi de bir ışık kaynağı yapmıştır!"

Onların içinde Ay'ı bir ışık, Güneş'i de bir ışık kaynağı yaptı.

Ayı bunların içinde bir ışık, güneşi de bir lamba yaptı.