Mealler

It almost explodes from rage. Whenever a group is thrown therein, its keepers would ask them: "Did you not receive a warner?"

Öfkesinden neredeyse çatlayacak gibidir. Her küme oraya atıldığında, onun bekçileri soracaklar: "Size uyarıcı gelmedi mi?"

Sanki öfkesinden çatlayacak gibidir. Her bir bölük Cehenneme atılırken bekçiler onlara: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sorarlar.

Nerede (nerdeyse) ise öfkeden patlayacak! İçine her ne zaman bir grup atılsa, oranın gardiyanları, "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sordular.

Neredeyse öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya her grup atıldığında, onun bekçileri onlara: "Size uyarıcı gelmedi mi?" diye sorar.

Neredeyse öfkeden çatlayacak![1] Oraya (cehenneme) her bir grup atıldığında, (cehennemin) bekçileri onlara "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye soracaklar.

(Cehennem ehli de) der ki: "Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! 'Allah hiçbir şey inzal etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır' dedik. "

Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: "Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."

Onlar şöyle cevap verecekler: "Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz!' demiştik."

Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."