Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Ahmed Hulusi
Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler... Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır.
|
Ahmed Hulusi
Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler... Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Ali Bulaç
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
|
Ali Bulaç
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelersek, elbette,"Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış olacaktır.
|
Bayraktar Bayraklı
Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelersek, elbette,"Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış olacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Diyanet İşleri
Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne alıkoyuyor?" derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
|
Diyanet İşleri
Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne alıkoyuyor?" derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve eğer ilerideki sayılı bir müddete kadar kendilerinden azabı te'hır edersek o vakıt da mutlak şöyle derler: onu ne men'ediyor? O, onlara geleceği gün kendilerinden çevrilecek değildir, ve o istihza ettikleri şey, kendilerini sarmış bulunacaktır
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve eğer ilerideki sayılı bir müddete kadar kendilerinden azabı te'hır edersek o vakıt da mutlak şöyle derler: onu ne men'ediyor? O, onlara geleceği gün kendilerinden çevrilecek değildir, ve o istihza ettikleri şey, kendilerini sarmış bulunacaktır |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Gültekin Onan
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
|
Gültekin Onan
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Hasan Basri Çantay
Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: "Bunu alıkoyan (sebeb) de ne"? Haberiniz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azab) onları çepçevre kuşatacakdır.
|
Hasan Basri Çantay
Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: "Bunu alıkoyan (sebeb) de ne"? Haberiniz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azab) onları çepçevre kuşatacakdır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
İbni Kesir
Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteleyecek olsak mutlaka: Bunu alıkoyan da ne? derler. Dikkat edin, o geldiği gün, onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları mahvedecektir.
|
İbni Kesir
Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteleyecek olsak mutlaka: Bunu alıkoyan da ne? derler. Dikkat edin, o geldiği gün, onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları mahvedecektir. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Muhammed Esed
Ve ayrıca, onların (hak ettiği) azabı (tarafımızdan) belirlenmiş bir vakte kadar ertelesek hemen şöyle derler: "Onun (hemen gerçekleşmesini) önleyen ne?" Bilin ki, o Gün (o sözü geçen azap) onların başına geldiği zaman, onu kendilerinden uzak tutacak hiçbir güç olmayacak; ve alay edip durdukları şey onları kuşatıp bunaltacaktır.
|
Muhammed Esed
Ve ayrıca, onların (hak ettiği) azabı (tarafımızdan) belirlenmiş bir vakte kadar ertelesek hemen şöyle derler: "Onun (hemen gerçekleşmesini) önleyen ne?" Bilin ki, o Gün (o sözü geçen azap) onların başına geldiği zaman, onu kendilerinden uzak tutacak hiçbir güç olmayacak; ve alay edip durdukları şey onları kuşatıp bunaltacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Şaban Piriş
Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar ertelersek: -O'nu engelleyen nedir? derler. Dikkat edin. Alay ettikleri şey onlara geldiği gün; onlardan hiç ayrılmaz ve onları çepeçevre içine alır.
|
Şaban Piriş
Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar ertelersek: -O'nu engelleyen nedir? derler. Dikkat edin. Alay ettikleri şey onlara geldiği gün; onlardan hiç ayrılmaz ve onları çepeçevre içine alır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Suat Yıldırım
Şayet biz kendilerine azap göndermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: "Bu azabı alıkoyan sebep nedir?" derler. İyi bilin ki o azap başlarına geldiği gün, artık onlardan geriye çevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
|
Suat Yıldırım
Şayet biz kendilerine azap göndermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: "Bu azabı alıkoyan sebep nedir?" derler. İyi bilin ki o azap başlarına geldiği gün, artık onlardan geriye çevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Süleyman Ateş
Andolsun onlardan azabı sayılı bir ümmete (belli bir süreye) ertelesek, "Onu tut(up bize gelmesine engel ol)an nedir?" derler. İyi bilin ki, o (azab) başlarına geldiği gün, bir daha onlardan geri çevrilmez ve alay ettikleri şey, kendilerini kuşatmış olur.
|
Süleyman Ateş
Andolsun onlardan azabı sayılı bir ümmete (belli bir süreye) ertelesek, "Onu tut(up bize gelmesine engel ol)an nedir?" derler. İyi bilin ki, o (azab) başlarına geldiği gün, bir daha onlardan geri çevrilmez ve alay ettikleri şey, kendilerini kuşatmış olur. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Ve eğer onlardan azabı, belirlenmiş bir süreye kadar ertelesek, mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Onu erteleyen de ne?" Gözünüzü açın, azap onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini sarmış olacaktır.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Ve eğer onlardan azabı, belirlenmiş bir süreye kadar ertelesek, mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Onu erteleyen de ne?" Gözünüzü açın, azap onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini sarmış olacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ve eğer onların cezasını sayılı bir süreye ertelesek, hemen "Onu tutan mı var?" derler. Bakın, o gün geldiğinde, onu onlardan savuşturacak hiçbir güç olmayacak; dahası, alaya aldıkları gerçek onları çepeçevre kuşatacak.
|
Mustafa İslamoğlu
Ve eğer onların cezasını sayılı bir süreye ertelesek, hemen "Onu tutan mı var?" derler. Bakın, o gün geldiğinde, onu onlardan savuşturacak hiçbir güç olmayacak; dahası, alaya aldıkları gerçek onları çepeçevre kuşatacak. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Rashad Khalifa
And if we delay the retribution they have incurred - for we reserve it for a specific community - they say, "What is keeping Him?" In fact, once it comes to them, nothing can stop it, and their mocking will come back to haunt them.
|
Rashad Khalifa
And if we delay the retribution they have incurred - for we reserve it for a specific community - they say, "What is keeping Him?" In fact, once it comes to them, nothing can stop it, and their mocking will come back to haunt them. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
The Monotheist Group
And if We delay for them the retribution to a near period, they will say: "What has kept it?" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and they will be surrounded by that which they used to mock.
|
The Monotheist Group
And if We delay for them the retribution to a near period, they will say: "What has kept it?" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and they will be surrounded by that which they used to mock. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Edip-Layth
If We delay for them the retribution to a near period, they will say, "What has kept it?" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and what they used to mock will catch up with them.
|
Edip-Layth
If We delay for them the retribution to a near period, they will say, "What has kept it?" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and what they used to mock will catch up with them. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Ali Rıza Safa
Ama belirlenmiş bir süreye dek cezayı onlardan ertelesek, kesinlikle, şöyle derler: "Onu önleyen ne?" İyi bilin ki, ceza geldiği gün onlardan uzaklaştırılmayacak ve alay ettikleri şey onları kuşatacaktır.
|
Ali Rıza Safa
Ama belirlenmiş bir süreye dek cezayı onlardan ertelesek, kesinlikle, şöyle derler: "Onu önleyen ne?" İyi bilin ki, ceza geldiği gün onlardan uzaklaştırılmayacak ve alay ettikleri şey onları kuşatacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Süleymaniye Vakfı
Onlara vereceğimiz azabı belli bir süre ertelesek "Onu tutan ne ki?" derler. Şunu bilin ki azap geldiği gün onlardan savılacak değildir. Hafife aldıkları o şey başlarına gelecektir.
|
Süleymaniye Vakfı
Onlara vereceğimiz azabı belli bir süre ertelesek "Onu tutan ne ki?" derler. Şunu bilin ki azap geldiği gün onlardan savılacak değildir. Hafife aldıkları o şey başlarına gelecektir. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Edip Yüksel
Onlardan azabı belli bir süre için ertelesek, "Onu tutan nedir?" derler. Doğrusu, onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilemez ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.
|
Edip Yüksel
Onlardan azabı belli bir süre için ertelesek, "Onu tutan nedir?" derler. Doğrusu, onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilemez ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Erhan Aktaş
Eğer, bir ümmet[1] için azabı onlardan belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, "Bunu engelleyen şey nedir ki?" derler. Bilesiniz ki, onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez. Alaya aldıkları azap onları kuşattır.
|
Erhan Aktaş
Eğer, bir ümmet[1] için azabı onlardan belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, "Bunu engelleyen şey nedir ki?" derler. Bilesiniz ki, onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez. Alaya aldıkları azap onları kuşattır. |
|
Hud 8. Ayet
8. Ayet
Mehmet Okuyan
Onlardan azabı sayılı (belirli) bir süreye[1] kadar ertelesek, mutlaka "Onu(n gelmesini) engelleyen nedir?" derler. Dikkat edin! Kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir.[2] Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış (olacak)tır.
|
Mehmet Okuyan
Onlardan azabı sayılı (belirli) bir süreye[1] kadar ertelesek, mutlaka "Onu(n gelmesini) engelleyen nedir?" derler. Dikkat edin! Kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir.[2] Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış (olacak)tır. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.