Mealler
Enbiya Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Ahmed Hulusi
İnsanlara yaptıklarının sonucunu görme süreci yaklaşmıştır! Onlar ise kozaları içinde aldırmaz bir haldeler!
|
Ahmed Hulusi
İnsanlara yaptıklarının sonucunu görme süreci yaklaşmıştır! Onlar ise kozaları içinde aldırmaz bir haldeler! |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Ali Bulaç
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
|
Ali Bulaç
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Bayraktar Bayraklı
İnsanların hesapları yaklaştı; fakat onlar hala gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
|
Bayraktar Bayraklı
İnsanların hesapları yaklaştı; fakat onlar hala gaflet içinde yüz çevirmektedirler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Diyanet İşleri
İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Halbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler.
|
Diyanet İşleri
İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Halbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Yaklaştı nasa hisabları onlar ise hala gaflette aldırmıyorlar
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Yaklaştı nasa hisabları onlar ise hala gaflette aldırmıyorlar |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Gültekin Onan
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
|
Gültekin Onan
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Hasan Basri Çantay
İnsanların hesab (günleri yaklaşdı. Böyleyken onlar (haala) gaflet içindedirler, (bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler.
|
Hasan Basri Çantay
İnsanların hesab (günleri yaklaşdı. Böyleyken onlar (haala) gaflet içindedirler, (bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
İbni Kesir
İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
|
İbni Kesir
İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Muhammed Esed
İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar.
|
Muhammed Esed
İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Şaban Piriş
İnsanların hesabı yaklaşmış olmasına rağmen onlar, gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
|
Şaban Piriş
İnsanların hesabı yaklaşmış olmasına rağmen onlar, gaflet içinde yüz çeviriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Suat Yıldırım
İnsanların hesap verme vakti yaklaştı. Ama onlar hala koyu bir gaflet içinde haktan yüz çevirmekteler.
|
Suat Yıldırım
İnsanların hesap verme vakti yaklaştı. Ama onlar hala koyu bir gaflet içinde haktan yüz çevirmekteler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Süleyman Ateş
İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hala gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
|
Süleyman Ateş
İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hala gaflet içinde yüz çevirmektedirler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hala gaflet içinde yüz çevirip durmadalar.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hala gaflet içinde yüz çevirip durmadalar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Mustafa İslamoğlu
İnsanlar için yaptıklarının hesabını verme vakti oldukça yaklaştı; fakat onlar hala gaflet içerisinde (bu gerçeğe) sırt çeviriyorlar.
|
Mustafa İslamoğlu
İnsanlar için yaptıklarının hesabını verme vakti oldukça yaklaştı; fakat onlar hala gaflet içerisinde (bu gerçeğe) sırt çeviriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Rashad Khalifa
Fast approaching is the reckoning for the people, but they are oblivious, averse.
|
Rashad Khalifa
Fast approaching is the reckoning for the people, but they are oblivious, averse. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
The Monotheist Group
The judgment for the people has come near, while they are turning away unaware.
|
The Monotheist Group
The judgment for the people has come near, while they are turning away unaware. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Edip-Layth
The judgment of people has come near, while they are turning away unaware.
|
Edip-Layth
The judgment of people has come near, while they are turning away unaware. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Ali Rıza Safa
İnsanları sorgulama zamanı yaklaştı. Oysa onlar, aymazlık içinde yüz çeviriyorlar.
|
Ali Rıza Safa
İnsanları sorgulama zamanı yaklaştı. Oysa onlar, aymazlık içinde yüz çeviriyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Süleymaniye Vakfı
İnsanların hesap verme zamanı yaklaştı. Oysa onlar gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
|
Süleymaniye Vakfı
İnsanların hesap verme zamanı yaklaştı. Oysa onlar gaflet içinde yüz çevirmektedirler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Edip Yüksel
İnsanların hesapları yaklaştı; ancak onlar hala bir aymazlık içinde yüz çevirmektedirler.
|
Edip Yüksel
İnsanların hesapları yaklaştı; ancak onlar hala bir aymazlık içinde yüz çevirmektedirler. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Erhan Aktaş
İnsanlar için hesap vakti[1] yaklaştı. Ne var ki onlar gaflet içinde aldırmıyorlar.
|
Erhan Aktaş
İnsanlar için hesap vakti[1] yaklaştı. Ne var ki onlar gaflet içinde aldırmıyorlar. |
|
Enbiya 1. Ayet
1. Ayet
Mehmet Okuyan
İnsanların hesab(a çekilmeler)i yaklaştı. Onlar (ise) gaflet içinde yüz çevirmektedir.
|
Mehmet Okuyan
İnsanların hesab(a çekilmeler)i yaklaştı. Onlar (ise) gaflet içinde yüz çevirmektedir. |
|
|
Ahmed Hulusi
Rablerinden gelen her yeni uyarıyı, alaya alarak dinliyorlar! |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Ali Bulaç
Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.
|
Ali Bulaç
Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Rabblerinden kendilerine gelen her yeni öğüdü alaya alarak dinlerler.
|
Bayraktar Bayraklı
Rabblerinden kendilerine gelen her yeni öğüdü alaya alarak dinlerler. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Diyanet İşleri
(2-3) Rab'lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?"
|
Diyanet İşleri
(2-3) Rab'lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?" |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Rablarından kendilerine gelen her yeni ıhtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Rablarından kendilerine gelen her yeni ıhtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Gültekin Onan
Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.
|
Gültekin Onan
Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Hasan Basri Çantay
(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: "Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz"?
|
Hasan Basri Çantay
(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: "Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz"? |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
İbni Kesir
Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir.
|
İbni Kesir
Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Muhammed Esed
Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar,
|
Muhammed Esed
Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar, |
|
|
Şaban Piriş
Rab'lerinden gelen her yeni uyarıyı ancak alay ederek dinlerler. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Suat Yıldırım
(2-3) Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"
|
Suat Yıldırım
(2-3) Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?" |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Süleyman Ateş
Kendilerine Rablerinden gelen her yeni ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler.
|
Süleyman Ateş
Kendilerine Rablerinden gelen her yeni ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir uyarı gelse, onu da sadece alaya alarak dinliyorlar.
|
Mustafa İslamoğlu
Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir uyarı gelse, onu da sadece alaya alarak dinliyorlar. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Rashad Khalifa
When a proof comes to them from their Lord, that is new, they listen to it heedlessly.
|
Rashad Khalifa
When a proof comes to them from their Lord, that is new, they listen to it heedlessly. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
The Monotheist Group
When a reminder comes to them from their Lord that is recent, they listen to it while playing.
|
The Monotheist Group
When a reminder comes to them from their Lord that is recent, they listen to it while playing. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Edip-Layth
When a reminder comes to them from their Lord that is new, they listen to it while playing.
|
Edip-Layth
When a reminder comes to them from their Lord that is new, they listen to it while playing. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Ali Rıza Safa
Efendilerinden gelen yeni bir öğretiyi, ancak alaya alarak dinliyorlar.
|
Ali Rıza Safa
Efendilerinden gelen yeni bir öğretiyi, ancak alaya alarak dinliyorlar. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Süleymaniye Vakfı
Onlara Rablerinden[1] yeni bir bilgi gelmeye görsün, hemen onu eğlenerek dinlerler.
|
Süleymaniye Vakfı
Onlara Rablerinden[1] yeni bir bilgi gelmeye görsün, hemen onu eğlenerek dinlerler. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Edip Yüksel
Her ne zaman Efendi'lerinden kendilerine yeni bir mesaj (zikr) gelse, onu ciddiye almadan dinlerler.[1]
|
Edip Yüksel
Her ne zaman Efendi'lerinden kendilerine yeni bir mesaj (zikr) gelse, onu ciddiye almadan dinlerler.[1] |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Erhan Aktaş
Rabblerinden, kendilerine gelen hadise[1] bürünmüş her yeni öğüdü, sadece alay ederek dinlerler.
|
Erhan Aktaş
Rabblerinden, kendilerine gelen hadise[1] bürünmüş her yeni öğüdü, sadece alay ederek dinlerler. |
|
Enbiya 2. Ayet
2. Ayet
Mehmet Okuyan
(2, 3) Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi.[1] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: "Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki![2]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?"
|
Mehmet Okuyan
(2, 3) Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi.[1] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: "Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki![2]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Ahmed Hulusi
Akılları fikirleri oyun eğlencede! O, nefslerine zulmedenler, aralarında fısıldaşıyorlar: "Sizden farklı bir beşer mi sanki! Ne olduğunu görüp dururken, sihirli sözlerine mi kapılıyorsunuz?"
|
Ahmed Hulusi
Akılları fikirleri oyun eğlencede! O, nefslerine zulmedenler, aralarında fısıldaşıyorlar: "Sizden farklı bir beşer mi sanki! Ne olduğunu görüp dururken, sihirli sözlerine mi kapılıyorsunuz?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Ali Bulaç
Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?"
|
Ali Bulaç
Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Kalpleri başka şeylerle oyalanarak haksızlık edenler, aralarında fısıldaşarak,"Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Siz göre göre büyüyü mü kabul edip inanacaksınız?" derler.
|
Bayraktar Bayraklı
Kalpleri başka şeylerle oyalanarak haksızlık edenler, aralarında fısıldaşarak,"Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Siz göre göre büyüyü mü kabul edip inanacaksınız?" derler. |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Diyanet İşleri
(2-3) Rab'lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?"
|
Diyanet İşleri
(2-3) Rab'lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Kalbleri hep oyunda hem onlar o zalimler şu gizli fısıltıyı sirleştiler: bu sırf sizin gibi, bir beşer artık göre göre sihire mi gidiyorsunuz?
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Kalbleri hep oyunda hem onlar o zalimler şu gizli fısıltıyı sirleştiler: bu sırf sizin gibi, bir beşer artık göre göre sihire mi gidiyorsunuz? |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Gültekin Onan
Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi"? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?"
|
Gültekin Onan
Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi"? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Hasan Basri Çantay
(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: "Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz"?
|
Hasan Basri Çantay
(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: "Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz"? |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
İbni Kesir
Kalbleri gaflet içerisinde. Zulmedenler gizlice fısıldaştılar: Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göre göre büyüye mi aldanacaksınız?
|
İbni Kesir
Kalbleri gaflet içerisinde. Zulmedenler gizlice fısıldaştılar: Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göre göre büyüye mi aldanacaksınız? |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Muhammed Esed
kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme (böylece) niyetli olanlar (birbirlerine şunu söylerken) gerçek düşüncelerini saklıyorlar: "(Peygamber olduğunu söyleyen) bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?"
|
Muhammed Esed
kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme (böylece) niyetli olanlar (birbirlerine şunu söylerken) gerçek düşüncelerini saklıyorlar: "(Peygamber olduğunu söyleyen) bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Şaban Piriş
Zalimler kalpleri gaflet içerisinde gizlice fısıldaşıyorlar: -Bu, (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka bir şey mi? Göz göre göre büyülenecek misiniz?
|
Şaban Piriş
Zalimler kalpleri gaflet içerisinde gizlice fısıldaşıyorlar: -Bu, (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka bir şey mi? Göz göre göre büyülenecek misiniz? |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Suat Yıldırım
(2-3) Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"
|
Suat Yıldırım
(2-3) Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Süleyman Ateş
Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"
|
Süleyman Ateş
Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!"
|
Yaşar Nuri Öztürk
Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onların aklı fikri oyunda oynaştadır; üstelik bilinci altüst olan bu kimseler el altından şöyle fiskos yapıyorlar: "Bu da sizin gibi ölümlü bir insan değil mi? Şu halde siz, göz göre göre büyüye kapılıp gidecek misiniz?"
|
Mustafa İslamoğlu
Onların aklı fikri oyunda oynaştadır; üstelik bilinci altüst olan bu kimseler el altından şöyle fiskos yapıyorlar: "Bu da sizin gibi ölümlü bir insan değil mi? Şu halde siz, göz göre göre büyüye kapılıp gidecek misiniz?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Rashad Khalifa
Their minds are heedless. And the transgressors confer secretly: "Is he not just a human being like you? Would you accept the magic that is presented to you?"
|
Rashad Khalifa
Their minds are heedless. And the transgressors confer secretly: "Is he not just a human being like you? Would you accept the magic that is presented to you?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
The Monotheist Group
Their hearts are preoccupied, and those who are wicked confer privately: "Is he not but a human being like you? Would you accept this magic while you know?"
|
The Monotheist Group
Their hearts are preoccupied, and those who are wicked confer privately: "Is he not but a human being like you? Would you accept this magic while you know?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Edip-Layth
Their hearts are preoccupied, and those who are wicked confer privately: "Is he not a human being like you? Would you accept this magic while you know?"
|
Edip-Layth
Their hearts are preoccupied, and those who are wicked confer privately: "Is he not a human being like you? Would you accept this magic while you know?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Ali Rıza Safa
Yürekleri eğlenceye dalmıştır. Haksızlık yapanlar, gizlice fısıldaştılar: "Sizin gibi bir insanoğlu değil mi bu? Yine de göz göre göre, büyüye mi kapılacaksınız?"
|
Ali Rıza Safa
Yürekleri eğlenceye dalmıştır. Haksızlık yapanlar, gizlice fısıldaştılar: "Sizin gibi bir insanoğlu değil mi bu? Yine de göz göre göre, büyüye mi kapılacaksınız?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Süleymaniye Vakfı
Eğlenmeyi içten içe yaparlar. Yanlışa dalan bu kimseler aralarında gizlice fısıldaşarak derler ki "Bu da sizin gibi bir insandan başka nedir ki? Göz göre göre sihire mi[1] geliyorsunuz?"
|
Süleymaniye Vakfı
Eğlenmeyi içten içe yaparlar. Yanlışa dalan bu kimseler aralarında gizlice fısıldaşarak derler ki "Bu da sizin gibi bir insandan başka nedir ki? Göz göre göre sihire mi[1] geliyorsunuz?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Edip Yüksel
Kalpleri pervasızdır. Zalimler gizlice birbirleriyle görüştüler: "Bu adam sizin gibi bir insan değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"
|
Edip Yüksel
Kalpleri pervasızdır. Zalimler gizlice birbirleriyle görüştüler: "Bu adam sizin gibi bir insan değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?" |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Erhan Aktaş
O haksızlık yapanlar, akıllarınca önemsemeyerek ve kendi aralarında fısıldayarak: "Bu, sizin gibi bir beşerden[1] başka bir şey midir? Yoksa siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?" diyorlar.
|
Erhan Aktaş
O haksızlık yapanlar, akıllarınca önemsemeyerek ve kendi aralarında fısıldayarak: "Bu, sizin gibi bir beşerden[1] başka bir şey midir? Yoksa siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?" diyorlar. |
|
Enbiya 3. Ayet
3. Ayet
Mehmet Okuyan
(2, 3) Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi.[1] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: "Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki![2]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?"
|
Mehmet Okuyan
(2, 3) Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi.[1] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: "Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki![2]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?" |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Ahmed Hulusi
(Hz. Rasulullah): "Benim Rabbim semada ve arzda konuşulanı bilir... O, Semi'dir, Aliym'dir" dedi.
|
Ahmed Hulusi
(Hz. Rasulullah): "Benim Rabbim semada ve arzda konuşulanı bilir... O, Semi'dir, Aliym'dir" dedi. |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Ali Bulaç
Dedi ki: "Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen sözü bilir; O, işitendir, bilendir."
|
Ali Bulaç
Dedi ki: "Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen sözü bilir; O, işitendir, bilendir." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Peygamber,"Rabbim, gökte ve yerde söyleneni bilir. O her şeyi işiten ve her şeyi bilendir" dedi.
|
Bayraktar Bayraklı
Peygamber,"Rabbim, gökte ve yerde söyleneni bilir. O her şeyi işiten ve her şeyi bilendir" dedi. |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Diyanet İşleri
Peygamber, onlara dedi ki: "Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir."
|
Diyanet İşleri
Peygamber, onlara dedi ki: "Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Dedi: rabbım söyleneni bilir: Gökte de Yerde de ve o öyle semi, öyle alimdir
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Dedi: rabbım söyleneni bilir: Gökte de Yerde de ve o öyle semi, öyle alimdir |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Gültekin Onan
Dedi ki: "Benim rabbim, gökte ve yerde söylenen sözü bilir; O, işitendir, bilendir."
|
Gültekin Onan
Dedi ki: "Benim rabbim, gökte ve yerde söylenen sözü bilir; O, işitendir, bilendir." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Hasan Basri Çantay
(Onlara) dedi ki: "Rabbim gökdeki, yerdeki (her) sözü bilir. O, hakkıyle işidici, kemaliyle bilicidir".
|
Hasan Basri Çantay
(Onlara) dedi ki: "Rabbim gökdeki, yerdeki (her) sözü bilir. O, hakkıyle işidici, kemaliyle bilicidir". |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
İbni Kesir
Dedi ki: Benim Rabbım; gökte ve yerde söyleneni bilir. O; Semi'dir. Alim'dir
|
İbni Kesir
Dedi ki: Benim Rabbım; gökte ve yerde söyleneni bilir. O; Semi'dir. Alim'dir |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Muhammed Esed
De ki: "Benim Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir; her şeyi işiten ve her şeyin aslını bilen O'dur".
|
Muhammed Esed
De ki: "Benim Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir; her şeyi işiten ve her şeyin aslını bilen O'dur". |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Şaban Piriş
Peygamber: - Rabbim gökte ve yerde ne söyleniyorsa bilir. O işitendir, bilendir! dedi.
|
Şaban Piriş
Peygamber: - Rabbim gökte ve yerde ne söyleniyorsa bilir. O işitendir, bilendir! dedi. |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Suat Yıldırım
Resul dedi ki: "Rabbim gökte olsun, yerde olsun, söylenen her sözü bilir. O öyle mükemmel işitir, öyle mükemmel bilir ki!"
|
Suat Yıldırım
Resul dedi ki: "Rabbim gökte olsun, yerde olsun, söylenen her sözü bilir. O öyle mükemmel işitir, öyle mükemmel bilir ki!" |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Süleyman Ateş
Dedi ki: "Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir, (O'ndan gizli kalan hiçbir şey yoktur). O, işitendir, bilendir."
|
Süleyman Ateş
Dedi ki: "Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir, (O'ndan gizli kalan hiçbir şey yoktur). O, işitendir, bilendir." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Dedi: "Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir. O, herşeyi duyan, her şeyi bilendir!"
|
Yaşar Nuri Öztürk
Dedi: "Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir. O, herşeyi duyan, her şeyi bilendir!" |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Mustafa İslamoğlu
(Ve) dedi ki: "Rabbim gökte ve yerde söylenen her sözü, her düşünceyi bilmektedir: zira O her şeyi işitendir, her şeyi bilendir."
|
Mustafa İslamoğlu
(Ve) dedi ki: "Rabbim gökte ve yerde söylenen her sözü, her düşünceyi bilmektedir: zira O her şeyi işitendir, her şeyi bilendir." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Rashad Khalifa
He said, "My Lord knows every thought in the heaven and the earth. He is the Hearer, the Omniscient."
|
Rashad Khalifa
He said, "My Lord knows every thought in the heaven and the earth. He is the Hearer, the Omniscient." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
The Monotheist Group
Say: "My Lord knows what is said in the heavens and on the earth, and He is the Hearer, the Knower."
|
The Monotheist Group
Say: "My Lord knows what is said in the heavens and on the earth, and He is the Hearer, the Knower." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Edip-Layth
Say, "My Lord knows what is said in the heavens and in the earth, and He is the Hearer, the Knower."
|
Edip-Layth
Say, "My Lord knows what is said in the heavens and in the earth, and He is the Hearer, the Knower." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Ali Rıza Safa
De ki: "Benim Efendim, gökte ve yeryüzünde söylenenleri bilir. Çünkü O, Duyandır; Bilendir!"
|
Ali Rıza Safa
De ki: "Benim Efendim, gökte ve yeryüzünde söylenenleri bilir. Çünkü O, Duyandır; Bilendir!" |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Süleymaniye Vakfı
(Elçi) Der ki "Rabbim[1] göklerde ve yerde söylenen her sözü bilir. Dinleyen ve bilen O'dur."
|
Süleymaniye Vakfı
(Elçi) Der ki "Rabbim[1] göklerde ve yerde söylenen her sözü bilir. Dinleyen ve bilen O'dur." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Edip Yüksel
Dedi ki, "Efendim yerde ve gökte her sözü bilir. O İşitendir, Bilendir."
|
Edip Yüksel
Dedi ki, "Efendim yerde ve gökte her sözü bilir. O İşitendir, Bilendir." |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Erhan Aktaş
"Rabbim, gökte ve yerde olan her sözü bilir. O, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir." dedi.
|
Erhan Aktaş
"Rabbim, gökte ve yerde olan her sözü bilir. O, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir." dedi. |
|
Enbiya 4. Ayet
4. Ayet
Mehmet Okuyan
(Peygamber) şöyle demişti: "Rabbim, yerde ve gökte(ki her) sözü bilir. O duyandır, bilendir."
|
Mehmet Okuyan
(Peygamber) şöyle demişti: "Rabbim, yerde ve gökte(ki her) sözü bilir. O duyandır, bilendir." |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Ahmed Hulusi
Şöyle de dediler: "Konuştukları kuruntulardan oluşan rüyalarıdır! Muhtemelen uyduruyor... Hayır, O bir şairdir! (Eğer böyle değilse) geçmişte yaşamış Rasullerdeki gibi mucizesini göstersin!"
|
Ahmed Hulusi
Şöyle de dediler: "Konuştukları kuruntulardan oluşan rüyalarıdır! Muhtemelen uyduruyor... Hayır, O bir şairdir! (Eğer böyle değilse) geçmişte yaşamış Rasullerdeki gibi mucizesini göstersin!" |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Ali Bulaç
"Hayır" dediler. (Bunlar) Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet (mucize) getirsin."
|
Ali Bulaç
"Hayır" dediler. (Bunlar) Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet (mucize) getirsin." |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Onlar,"Hayır, bunlar karışık rüyalardır, onu kendisi uydurmuştur. Hayır o şairdir. Haydi, önceki peygamberler gibi bir belge getirsin!" dediler.
|
Bayraktar Bayraklı
Onlar,"Hayır, bunlar karışık rüyalardır, onu kendisi uydurmuştur. Hayır o şairdir. Haydi, önceki peygamberler gibi bir belge getirsin!" dediler. |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Diyanet İşleri
Onlar, "Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu; hayır, o bir şairdir. Eğer böyle değilse, önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin" dediler.
|
Diyanet İşleri
Onlar, "Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu; hayır, o bir şairdir. Eğer böyle değilse, önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin" dediler. |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Dediler: adgasü ahlam, yok onu uydurdu, yok o bir şair, yoksa bize evvelkilerin gönderildikleri gibi bir ayet getirsin
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Dediler: adgasü ahlam, yok onu uydurdu, yok o bir şair, yoksa bize evvelkilerin gönderildikleri gibi bir ayet getirsin |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Gültekin Onan
"Hayır" dediler. "(Bunlar) Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır, o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet getirsin."
|
Gültekin Onan
"Hayır" dediler. "(Bunlar) Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır, o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet getirsin." |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Hasan Basri Çantay
Dediler: "Hayır, (bunlar) saçma sapan rü'yalardır. Hayır, onu kendisi uydurmuşdur. Hayır, o, bir şairdir. (Bunlar değilse) o halde evvelki (peygamber) lere gönderildiği gibi o da bize bir mu'cize getirsin".
|
Hasan Basri Çantay
Dediler: "Hayır, (bunlar) saçma sapan rü'yalardır. Hayır, onu kendisi uydurmuşdur. Hayır, o, bir şairdir. (Bunlar değilse) o halde evvelki (peygamber) lere gönderildiği gibi o da bize bir mu'cize getirsin". |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
İbni Kesir
Onlar: Hayır, bunlar saçma sapan rüyalardır. Hayır onu uydurmuştur, hayır o, şairdir. Haydi önceki peygamberler gibi o da bize bir mucize getirsin dediler.
|
İbni Kesir
Onlar: Hayır, bunlar saçma sapan rüyalardır. Hayır onu uydurmuştur, hayır o, şairdir. Haydi önceki peygamberler gibi o da bize bir mucize getirsin dediler. |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Muhammed Esed
"Yoo", diyorlar, "(Muhammed'in bu söyledikleri) karmakarışık rüyalardan ibaret!" "Yok yok, bütün bunları kendisi uyduruyor!" "Hayır, o sadece bir şairdir!" "Peki, madem öyle, önceki (peygamberlerin mucizelerle) gönderildiği gibi o da bize bir mucize getirse ya!"
|
Muhammed Esed
"Yoo", diyorlar, "(Muhammed'in bu söyledikleri) karmakarışık rüyalardan ibaret!" "Yok yok, bütün bunları kendisi uyduruyor!" "Hayır, o sadece bir şairdir!" "Peki, madem öyle, önceki (peygamberlerin mucizelerle) gönderildiği gibi o da bize bir mucize getirse ya!" |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Şaban Piriş
-Hayır, dediler. Bunlar rüya saçmalıkları .. Hayır, onu o uydurmuştur. Hayır, O şairdir! Haydi, önceki peygamberler gibi bize bir mucize getirsin!
|
Şaban Piriş
-Hayır, dediler. Bunlar rüya saçmalıkları .. Hayır, onu o uydurmuştur. Hayır, O şairdir! Haydi, önceki peygamberler gibi bize bir mucize getirsin! |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Suat Yıldırım
(Kur'an'ı kime mal edecekleri konusunda şaşırıp kaldılar, cevapları kendilerini bile tatmin etmeyip durmadan fikir değiştirdiler.) "Hayır!" dediler, "bu adğasu ahlam: karışık karışık rüyalar." "Yok yok, böyle değil, anlaşılan onu kendisi uydurmuş!" "Hayır! bu da değil, galiba o bir şair!", "Öyleyse önceki peygamberlere verilen mucizeler kabilinden istediğimiz mucizeyi bize göstersin!"
|
Suat Yıldırım
(Kur'an'ı kime mal edecekleri konusunda şaşırıp kaldılar, cevapları kendilerini bile tatmin etmeyip durmadan fikir değiştirdiler.) "Hayır!" dediler, "bu adğasu ahlam: karışık karışık rüyalar." "Yok yok, böyle değil, anlaşılan onu kendisi uydurmuş!" "Hayır! bu da değil, galiba o bir şair!", "Öyleyse önceki peygamberlere verilen mucizeler kabilinden istediğimiz mucizeyi bize göstersin!" |
|
Enbiya 5. Ayet
5. Ayet
Süleyman Ateş
"Hayır, dediler, (bu) karmakarışık hayallerdir; hayır onu uydurmuş; hayır o şa'irdir. (Eğer gerçekten peygamberse) öncekilerin, (mu'cizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mu'cize getirsin."
|
Süleyman Ateş
"Hayır, dediler, (bu) karmakarışık hayallerdir; hayır onu uydurmuş; hayır o şa'irdir. (Eğer gerçekten peygamberse) öncekilerin, (mu'cizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mu'cize getirsin." |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.