Mealler

De ki: "Söyleyin bakalım, eğer size Allah'ın azabı gelir yahut kıyamet gelip çatarsa Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru kimseler iseniz haydi söyleyin gerçeği!"

De ki: "Düşündünüz mü kendinizi hiç? Size Allah'ın azabı gelse, ya da o (Duruşma) sa'at(i) gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (sözlü) iseniz (söyleyin).

De ki: "Bir düşünün bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru sözlü iseniz söyleyin!"

De ki: "Düşünsenize bir, eğer Allah'ın azabına uğrasanız ya da Kıyamet Günü gelip çatsa, Allah'tan başkasına yalvarabilir misiniz? Hadi (cevap verin), eğer dürüstseniz?

Say, "What if GOD's retribution came to you, or the Hour came to you: would you implore other than GOD, if you are truthful?"

Say: "We will see when the retribution of God comes to you, or the Hour comes to you, if you will still call on any other than God. If you are being truthful."

Say, "We will see when God's retribution comes to you, or the moment comes to you, if you will still call on any other than God. If you are being truthful."

De ki: "Hiç düşündünüz mü? Allah'ın cezası gelirse veya evrenlerin sonu gelip çatarsa, Allah'tan başkasına mı yakarışlarda bulunursunuz; eğer doğruyu söylüyorsanız?"

De ki "Kendinize baktınız mı? Allah'ın azabı size gelse ya da kıyamet saati gelip çatsa Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer samimiyseniz söyler misiniz?"

De: "Doğruysanız söyleyin bakalım, size ALLAH'ın azabı, yahut o an gelse, ALLAH'tan başkasına mı yalvarırsınız?"