Mealler

/ Mealler / Liste

Araf Suresi - 160. Ayet - Mealler

Takip Sure Ayetler Meal
Araf 160. Ayet 160. Ayet Suat Yıldırım Biz onları on iki kabileye, on iki topluluğa ayırdık. Halkı kendisinden su istediğinde Musa'ya: "Asanı taşa vur!" diye vahyettik. Derhal on iki pınar fışkırdı. Her kabile su alacağı yeri öğrendi. Bulutu da üzerlerine gölgelik yaptık. Kendilerine kudret helvasıyla bıldırcın da indirdik ve dedik ki:"Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyiniz!" Fakat onlar emrimizi dinlememekle Bize değil, asıl kendilerine zulmediyorlar, kendilerine yazık ediyorlardı.
Suat Yıldırım

Biz onları on iki kabileye, on iki topluluğa ayırdık. Halkı kendisinden su istediğinde Musa'ya: "Asanı taşa vur!" diye vahyettik. Derhal on iki pınar fışkırdı. Her kabile su alacağı yeri öğrendi. Bulutu da üzerlerine gölgelik yaptık. Kendilerine kudret helvasıyla bıldırcın da indirdik ve dedik ki:"Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyiniz!" Fakat onlar emrimizi dinlememekle Bize değil, asıl kendilerine zulmediyorlar, kendilerine yazık ediyorlardı.

Araf 160. Ayet 160. Ayet Süleyman Ateş Biz onları (Ya'kub'un oniki oğlundan gelen) oniki torun kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya: "Asanla taşa vur!" diye vahyettik. Taştan oniki göze fışkırdı. Her kabile içeceği yeri bildi. (Ayrıca) üzerlerine bulutla gölge yaptık ve onlara kudret helvasıyle bıldırcın eti indirdik: "Size verdiğimiz güzel rızıklardan yeyin!" (dedik). Ama onlar (saptılar, haksızlık ettiler. Böylece onlar) bize zulmetmediler, fakat kendi kendilerine zulmediyorlardı.
Süleyman Ateş

Biz onları (Ya'kub'un oniki oğlundan gelen) oniki torun kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya: "Asanla taşa vur!" diye vahyettik. Taştan oniki göze fışkırdı. Her kabile içeceği yeri bildi. (Ayrıca) üzerlerine bulutla gölge yaptık ve onlara kudret helvasıyle bıldırcın eti indirdik: "Size verdiğimiz güzel rızıklardan yeyin!" (dedik). Ama onlar (saptılar, haksızlık ettiler. Böylece onlar) bize zulmetmediler, fakat kendi kendilerine zulmediyorlardı.

Araf 160. Ayet 160. Ayet Yaşar Nuri Öztürk Biz onları, oniki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye vahyettik. Taştan, oniki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi. Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine zulmediyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk

Biz onları, oniki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye vahyettik. Taştan, oniki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi. Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine zulmediyorlardı.

Araf 160. Ayet 160. Ayet Mustafa İslamoğlu Derken, Biz onları on iki boydan oluşan (on iki) guruba ayırdık. Toplumu Musa'dan su talep ettiğinde, ona "Asanla taşa vur!" diye vahyettik: Bunun üzerine taştan on iki su gözesi fışkırdı da, bu sayede herkes nereden içeceğini öğrendi. Yine onları bulutla gölgeledik, onlara menn ve selva ikram ettik (ve dedik ki): "Size bahşettiğimiz rızıkların temiz ve güzel olanlarından yararlanın!" Fakat (onlar nankörlük etmekle) bize zulmetmiş olmadılar; asıl zulmettikleri kendi benlikleriydi.
Mustafa İslamoğlu

Derken, Biz onları on iki boydan oluşan (on iki) guruba ayırdık. Toplumu Musa'dan su talep ettiğinde, ona "Asanla taşa vur!" diye vahyettik: Bunun üzerine taştan on iki su gözesi fışkırdı da, bu sayede herkes nereden içeceğini öğrendi. Yine onları bulutla gölgeledik, onlara menn ve selva ikram ettik (ve dedik ki): "Size bahşettiğimiz rızıkların temiz ve güzel olanlarından yararlanın!" Fakat (onlar nankörlük etmekle) bize zulmetmiş olmadılar; asıl zulmettikleri kendi benlikleriydi.

Araf 160. Ayet 160. Ayet Rashad Khalifa We divided them into twelve tribal communities, and we inspired Moses when his people asked him for water: "Strike the rock with your staff," whereupon twelve springs gushed out therefrom. Thus, each community knew its water. And we shaded them with clouds, and sent down to them manna and quails: "Eat from the good things we provided for you." It is not us that they wronged; it is they who wronged their own souls.
Rashad Khalifa

We divided them into twelve tribal communities, and we inspired Moses when his people asked him for water: "Strike the rock with your staff," whereupon twelve springs gushed out therefrom. Thus, each community knew its water. And we shaded them with clouds, and sent down to them manna and quails: "Eat from the good things we provided for you." It is not us that they wronged; it is they who wronged their own souls.

Araf 160. Ayet 160. Ayet The Monotheist Group And We separated them into twelve patriarch nations; and We inspired Moses when his people wanted to drink: "Strike the stone with your staff," thus twelve springs burst out of it. Each people then knew from where to drink. And We shaded them with clouds and We sent down to them manna and quail: "Eat from the good things that We have provided for you." They did not wrong Us, but it was their souls that they wronged.
The Monotheist Group

And We separated them into twelve patriarch nations; and We inspired Moses when his people wanted to drink: "Strike the stone with your staff," thus twelve springs burst out of it. Each people then knew from where to drink. And We shaded them with clouds and We sent down to them manna and quail: "Eat from the good things that We have provided for you." They did not wrong Us, but it was their souls that they wronged.

Araf 160. Ayet 160. Ayet Edip-Layth We separated them into twelve tribes as nations; and We inspired Moses when his people wanted to drink: "Strike the rock with your staff," thus twelve springs burst forth. Every group knew where from to drink. We shaded them with clouds and We sent down to them manna and quail: "Eat from the good things that We have provided for you." They did not wrong Us, but it was themselves that they wronged.
Edip-Layth

We separated them into twelve tribes as nations; and We inspired Moses when his people wanted to drink: "Strike the rock with your staff," thus twelve springs burst forth. Every group knew where from to drink. We shaded them with clouds and We sent down to them manna and quail: "Eat from the good things that We have provided for you." They did not wrong Us, but it was themselves that they wronged.

Araf 160. Ayet 160. Ayet Ali Rıza Safa Onları, on iki budun biçiminde topluluklara ayırdık. Ve toplumu Ondan su istediğinde, Musa'ya, şöyle bildirdik: "Değneğinle taşa vur!" On iki pınar fışkırdı; herkes kendi içeceği yeri bildi. Onları, bulutlarla gölgelendirdik; güç helvası ve bıldırcın indirdik. "Size verdiğimiz temiz yiye ceklerden yiyin!" Onlar, Bize haksızlık etmediler. Tam tersine, kendilerine yazık ettiler.[130]
Ali Rıza Safa

Onları, on iki budun biçiminde topluluklara ayırdık. Ve toplumu Ondan su istediğinde, Musa'ya, şöyle bildirdik: "Değneğinle taşa vur!" On iki pınar fışkırdı; herkes kendi içeceği yeri bildi. Onları, bulutlarla gölgelendirdik; güç helvası ve bıldırcın indirdik. "Size verdiğimiz temiz yiye ceklerden yiyin!" Onlar, Bize haksızlık etmediler. Tam tersine, kendilerine yazık ettiler.[130]

Dip Notlar
Araf 160. Ayet 160. Ayet Süleymaniye Vakfı Onları on iki boya, her biri ayrı bir toplum(ümmet) olacak şekilde ayırmıştık. Topluluğu (kavmi) ondan su isteyince: "Değneğini taşa vur" diye vahyettik; taştan on iki pınar fışkırdı. Her boy[1], su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutları gölgelik yaptık. Onlara kudret helvası[2] ile bıldırcını adeta yağdırdık. "Size verdiğimiz temiz ve lezzetli rızıklardan yiyin" dedik. Onlar yanlışı bize yapmadılar, aksine yanlışı kendilerine yapıyorlardı.
Süleymaniye Vakfı

Onları on iki boya, her biri ayrı bir toplum(ümmet) olacak şekilde ayırmıştık. Topluluğu (kavmi) ondan su isteyince: "Değneğini taşa vur" diye vahyettik; taştan on iki pınar fışkırdı. Her boy[1], su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutları gölgelik yaptık. Onlara kudret helvası[2] ile bıldırcını adeta yağdırdık. "Size verdiğimiz temiz ve lezzetli rızıklardan yiyin" dedik. Onlar yanlışı bize yapmadılar, aksine yanlışı kendilerine yapıyorlardı.

Dip Notlar
Araf 160. Ayet 160. Ayet Edip Yüksel Onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. Halkı kendisinden su istediği zaman Musa'ya, "Asan ile taşa vur" diye vahiy ettik. Ondan on iki göze fışkırdı ve her kabile içeceği yeri bildi. Ayrıca onları bulutlarla gölgelendirdik ve üzerlerine menna ve bıldırcın indirdik: "Size verdiğim rızıklardan yiyin." Onlar bize haksızlık etmiyorlardı, kendi kendilerine haksızlık ediyorlardı.
Edip Yüksel

Onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. Halkı kendisinden su istediği zaman Musa'ya, "Asan ile taşa vur" diye vahiy ettik. Ondan on iki göze fışkırdı ve her kabile içeceği yeri bildi. Ayrıca onları bulutlarla gölgelendirdik ve üzerlerine menna ve bıldırcın indirdik: "Size verdiğim rızıklardan yiyin." Onlar bize haksızlık etmiyorlardı, kendi kendilerine haksızlık ediyorlardı.

İletişime Geçin

Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.

image image

Henüz Üye Değil misiniz?

Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.

image image