Mealler
Süleyman Ateş - Şura Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Şura 26. Ayet
26. Ayet
Süleyman Ateş
İnanan ve iyi işler yapanların dileklerini kabul eder; lutuf ve kereminden onlara, daha fazlasını da verir. Kafirlere gelince, onlara da çetin bir azab vardır.
|
Süleyman Ateş
İnanan ve iyi işler yapanların dileklerini kabul eder; lutuf ve kereminden onlara, daha fazlasını da verir. Kafirlere gelince, onlara da çetin bir azab vardır. |
|
Şura 27. Ayet
27. Ayet
Süleyman Ateş
Allah kullarına rızkı bollaştırsaydı, yeryüzünde azarlardı. Fakat (O rızkı) dilediği ölçüde indiriyor. Çünkü O, kullarını(n her halini) haber alandır, görendir.
|
Süleyman Ateş
Allah kullarına rızkı bollaştırsaydı, yeryüzünde azarlardı. Fakat (O rızkı) dilediği ölçüde indiriyor. Çünkü O, kullarını(n her halini) haber alandır, görendir. |
|
Şura 28. Ayet
28. Ayet
Süleyman Ateş
O'dur ki (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini yayar. O velidir, övülmüştür.
|
Süleyman Ateş
O'dur ki (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini yayar. O velidir, övülmüştür. |
|
Şura 29. Ayet
29. Ayet
Süleyman Ateş
Gökleri, yeri ve bunların içine yaydığı canlıları yaratması da O'nun ayetlerinden (birliğinin ve kudretinin işaretlerinden)dir. O, dilediği zaman onları toplamağa da kadirdir.
|
Süleyman Ateş
Gökleri, yeri ve bunların içine yaydığı canlıları yaratması da O'nun ayetlerinden (birliğinin ve kudretinin işaretlerinden)dir. O, dilediği zaman onları toplamağa da kadirdir. |
|
Şura 30. Ayet
30. Ayet
Süleyman Ateş
Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, hatalarınızın) Birçoğunu da affeder.
|
Süleyman Ateş
Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, hatalarınızın) Birçoğunu da affeder. |
|
Şura 31. Ayet
31. Ayet
Süleyman Ateş
Siz, yeryüzünde O(nun cezası)na engel olamazsınız. Sizin Allah'tan başka ne bir veliniz, ne de bir yardımcınız vardır.
|
Süleyman Ateş
Siz, yeryüzünde O(nun cezası)na engel olamazsınız. Sizin Allah'tan başka ne bir veliniz, ne de bir yardımcınız vardır. |
|
Şura 32. Ayet
32. Ayet
Süleyman Ateş
Denizde dağlar gibi akıp giden (gemi)ler O'nun ayetlerindendir.
|
Süleyman Ateş
Denizde dağlar gibi akıp giden (gemi)ler O'nun ayetlerindendir. |
|
Şura 33. Ayet
33. Ayet
Süleyman Ateş
Dilerse rüzgarı durdurur, (gemiler denizin) sırtında durakalır. Kuşkusuz bunda sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır.
|
Süleyman Ateş
Dilerse rüzgarı durdurur, (gemiler denizin) sırtında durakalır. Kuşkusuz bunda sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır. |
|
Şura 34. Ayet
34. Ayet
Süleyman Ateş
Yahut yaptıkları (işler) yüzünden gemileri(n içindekileri) helak eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır).
|
Süleyman Ateş
Yahut yaptıkları (işler) yüzünden gemileri(n içindekileri) helak eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır). |
|
Şura 35. Ayet
35. Ayet
Süleyman Ateş
Ki ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
|
Süleyman Ateş
Ki ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler. |
|
Şura 36. Ayet
36. Ayet
Süleyman Ateş
Size verilen şeyler, dünya hayatının geçimidir. İnanıp Rablerine dayananlar için Allah'ın yanında bulunan ödül ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
|
Süleyman Ateş
Size verilen şeyler, dünya hayatının geçimidir. İnanıp Rablerine dayananlar için Allah'ın yanında bulunan ödül ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. |
|
Şura 37. Ayet
37. Ayet
Süleyman Ateş
Onlar büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da onlar, affederler.
|
Süleyman Ateş
Onlar büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da onlar, affederler. |
|
Şura 38. Ayet
38. Ayet
Süleyman Ateş
Rablerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar. İşleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar.
|
Süleyman Ateş
Rablerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar. İşleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar. |
|
Şura 39. Ayet
39. Ayet
Süleyman Ateş
Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunurlar.
|
Süleyman Ateş
Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunurlar. |
|
Şura 40. Ayet
40. Ayet
Süleyman Ateş
Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
|
Süleyman Ateş
Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez. |
|
Şura 41. Ayet
41. Ayet
Süleyman Ateş
Kim zulme uğradıktan sonra kendini savunursa öylelerinin aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar).
|
Süleyman Ateş
Kim zulme uğradıktan sonra kendini savunursa öylelerinin aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar). |
|
Şura 42. Ayet
42. Ayet
Süleyman Ateş
Ancak şunlar aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere saldırırlar. İşte böylelerine acı bir azab vardır.
|
Süleyman Ateş
Ancak şunlar aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere saldırırlar. İşte böylelerine acı bir azab vardır. |
|
Şura 43. Ayet
43. Ayet
Süleyman Ateş
Fakat kim sabreder, affederse, şüphesiz bu, çok önemli işlerdendir!
|
Süleyman Ateş
Fakat kim sabreder, affederse, şüphesiz bu, çok önemli işlerdendir! |
|
Şura 44. Ayet
44. Ayet
Süleyman Ateş
Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, Allah'tan sonra bir velisi yoktur. Zalimlerin, azabı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.
|
Süleyman Ateş
Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, Allah'tan sonra bir velisi yoktur. Zalimlerin, azabı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün. |
|
Şura 45. Ayet
45. Ayet
Süleyman Ateş
Yine onları görürsün: Aşağılıktan başlarını öne eğmiş vaziyette ateşe sunulurlarken göz ucuyla gizli gizli bakarlar. İnananlar da: "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem ailelerini ziyan edenlerdir. Bakın, gerçekten zalimler sürekli bir azab içindedirler" demişlerdir.
|
Süleyman Ateş
Yine onları görürsün: Aşağılıktan başlarını öne eğmiş vaziyette ateşe sunulurlarken göz ucuyla gizli gizli bakarlar. İnananlar da: "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem ailelerini ziyan edenlerdir. Bakın, gerçekten zalimler sürekli bir azab içindedirler" demişlerdir. |
|
Şura 46. Ayet
46. Ayet
Süleyman Ateş
Onların, Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir (kurtuluş) yol(u) yoktur.
|
Süleyman Ateş
Onların, Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir (kurtuluş) yol(u) yoktur. |
|
Şura 47. Ayet
47. Ayet
Süleyman Ateş
Allah'tan, geri çevrilmesi mümkün olmayan bir gün gelmezden önce, Rabbiniz(in çağrısı)na uyun. Çünkü o gün ne sığınacak bir yeriniz var; ne de (yaptıklarınızı) inkara çare.
|
Süleyman Ateş
Allah'tan, geri çevrilmesi mümkün olmayan bir gün gelmezden önce, Rabbiniz(in çağrısı)na uyun. Çünkü o gün ne sığınacak bir yeriniz var; ne de (yaptıklarınızı) inkara çare. |
|
Şura 48. Ayet
48. Ayet
Süleyman Ateş
Eğer yüz çevirirlerse (üzülme); biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, yalnız duyurmaktır. Biz insana, bizden bir rahmet taddırdığımız zaman ona sevinir. Ama ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelirse, insan hemen nankör olur.
|
Süleyman Ateş
Eğer yüz çevirirlerse (üzülme); biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, yalnız duyurmaktır. Biz insana, bizden bir rahmet taddırdığımız zaman ona sevinir. Ama ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelirse, insan hemen nankör olur. |
|
Şura 49. Ayet
49. Ayet
Süleyman Ateş
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. (O) Dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler bahşeder, dilediğine de erkekler bahşeder.
|
Süleyman Ateş
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. (O) Dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler bahşeder, dilediğine de erkekler bahşeder. |
|
Şura 50. Ayet
50. Ayet
Süleyman Ateş
Yahut onları çift yapar: Hem dişi, hem erkek (verir). Dilediğini de kısır yapar. O (herşeyi) bilendir, (herşeye) gücü yetendir.
|
Süleyman Ateş
Yahut onları çift yapar: Hem dişi, hem erkek (verir). Dilediğini de kısır yapar. O (herşeyi) bilendir, (herşeye) gücü yetendir. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.