Mealler
Süleyman Ateş - Şuara Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
|
Süleyman Ateş
Ta sin mim. |
|
|
Süleyman Ateş
Şunlar o apaçık Kitabın ayetleridir. |
|
Şuara 3. Ayet
3. Ayet
Süleyman Ateş
Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin!
|
Süleyman Ateş
Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin! |
|
Şuara 4. Ayet
4. Ayet
Süleyman Ateş
Dilesek onların üzerine gökten bir mu'cize indiririz de boyunları ona eğilir (inanırlar).
|
Süleyman Ateş
Dilesek onların üzerine gökten bir mu'cize indiririz de boyunları ona eğilir (inanırlar). |
|
Şuara 5. Ayet
5. Ayet
Süleyman Ateş
Rahman'dan onlara hiçbir yeni Zikir (uyarı) gelmez ki, mutlaka ondan yüz çevirici olmasınlar.
|
Süleyman Ateş
Rahman'dan onlara hiçbir yeni Zikir (uyarı) gelmez ki, mutlaka ondan yüz çevirici olmasınlar. |
|
Şuara 6. Ayet
6. Ayet
Süleyman Ateş
Yalanladılar ama, alay edip durdukları şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecektir.
|
Süleyman Ateş
Yalanladılar ama, alay edip durdukları şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecektir. |
|
|
Süleyman Ateş
Yere bakmadılar mı orada her çeşit güzel çifti bitirmişiz? |
|
Şuara 8. Ayet
8. Ayet
Süleyman Ateş
Şüphesiz bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanıcı değillerdir.
|
Süleyman Ateş
Şüphesiz bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanıcı değillerdir. |
|
|
Süleyman Ateş
Şüphesiz Rabbin, işte üstün O'dur merhamet eden O'dur. |
|
|
Süleyman Ateş
Rabbin Musa'ya seslendi: "O zalim kavme git!" |
|
Şuara 11. Ayet
11. Ayet
Süleyman Ateş
"Fir'avn'ın kavmine. Onlar (kötülüklerden) korunmayacaklar mı?"
|
Süleyman Ateş
"Fir'avn'ın kavmine. Onlar (kötülüklerden) korunmayacaklar mı?" |
|
Şuara 12. Ayet
12. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa): "Rabbim, dedi, ben, onların beni yalanlayacaklarından korkuyorum."
|
Süleyman Ateş
(Musa): "Rabbim, dedi, ben, onların beni yalanlayacaklarından korkuyorum." |
|
Şuara 13. Ayet
13. Ayet
Süleyman Ateş
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için Harun'a da elçilik ver."
|
Süleyman Ateş
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için Harun'a da elçilik ver." |
|
Şuara 14. Ayet
14. Ayet
Süleyman Ateş
"Hem benim üzerimde onlara karşı işlediğim bir günah da var (onlardan bir adam öldürmüştüm); onların beni öldürmelerinden korkuyorum."
|
Süleyman Ateş
"Hem benim üzerimde onlara karşı işlediğim bir günah da var (onlardan bir adam öldürmüştüm); onların beni öldürmelerinden korkuyorum." |
|
Şuara 15. Ayet
15. Ayet
Süleyman Ateş
(Allah): "Hayır, dedi, ikiniz de ayetlerimizle gidin, biz sizinle beraberiz, (aranızda geçecekleri) dinliyoruz."
|
Süleyman Ateş
(Allah): "Hayır, dedi, ikiniz de ayetlerimizle gidin, biz sizinle beraberiz, (aranızda geçecekleri) dinliyoruz." |
|
Şuara 16. Ayet
16. Ayet
Süleyman Ateş
"Fir'avn'e giderek deyin ki: "Biz alemlerin Rabbinin elçisiyiz."
|
Süleyman Ateş
"Fir'avn'e giderek deyin ki: "Biz alemlerin Rabbinin elçisiyiz." |
|
|
Süleyman Ateş
"İsrail oğullarını bizimle beraber gönder." |
|
Şuara 18. Ayet
18. Ayet
Süleyman Ateş
(Gittiler, Allah'ın emrini duyurdular. Fir'avn) Dedi ki: "Biz seni, içimizden bir çocuk olarak yetiştirmedik mi? Ömründe nice yıllar aramızda kalmadın mı?"
|
Süleyman Ateş
(Gittiler, Allah'ın emrini duyurdular. Fir'avn) Dedi ki: "Biz seni, içimizden bir çocuk olarak yetiştirmedik mi? Ömründe nice yıllar aramızda kalmadın mı?" |
|
|
Süleyman Ateş
"Ve sonunda o yaptığını da yaptın, sen nankörlerden birisin." |
|
|
Süleyman Ateş
(Musa): "Onu yaptığım zaman sapıklardan idim" dedi. |
|
Şuara 21. Ayet
21. Ayet
Süleyman Ateş
"Sizden korkunca aranızdan kaçtım, sonra Rabbim bana hükümdarlık verdi ve beni elçilerden yaptı"
|
Süleyman Ateş
"Sizden korkunca aranızdan kaçtım, sonra Rabbim bana hükümdarlık verdi ve beni elçilerden yaptı" |
|
Şuara 22. Ayet
22. Ayet
Süleyman Ateş
"O başıma kaktığın ni'met de İsrail oğullarını köle yapman(yüzünden)dir. (Onları köle diye kullanıp erkek çocuklarını kesmeseydin, senin eline düşmezdim)"
|
Süleyman Ateş
"O başıma kaktığın ni'met de İsrail oğullarını köle yapman(yüzünden)dir. (Onları köle diye kullanıp erkek çocuklarını kesmeseydin, senin eline düşmezdim)" |
|
|
Süleyman Ateş
Fir'avn dedi ki: "(Ey Musa) alemlerin Rabbi nedir?" |
|
Şuara 24. Ayet
24. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa): "Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanan kimseler iseniz (bunu anlarsınız)," dedi.
|
Süleyman Ateş
(Musa): "Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanan kimseler iseniz (bunu anlarsınız)," dedi. |
|
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn): Çevresinde bulunanlara: "İşitiyor musunuz?" dedi. |
|
Şuara 26. Ayet
26. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa): "O sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir" dedi.
|
Süleyman Ateş
(Musa): "O sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir" dedi. |
|
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi. |
|
Şuara 28. Ayet
28. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa): "Eğer düşünürseniz O, doğunun batının ve bunlar arasında bulunanların da Rabbidir" dedi.
|
Süleyman Ateş
(Musa): "Eğer düşünürseniz O, doğunun batının ve bunlar arasında bulunanların da Rabbidir" dedi. |
|
Şuara 29. Ayet
29. Ayet
Süleyman Ateş
(Fir'avn ey Musa): "Andolsun ki benden başka tanrı edinirsen, seni mutlaka zindana atılanlardan yapacağım" dedi.
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn ey Musa): "Andolsun ki benden başka tanrı edinirsen, seni mutlaka zindana atılanlardan yapacağım" dedi. |
|
Şuara 30. Ayet
30. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa, peki): "Sana (doğruluğumu) kanıtlayan apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi.
|
Süleyman Ateş
(Musa, peki): "Sana (doğruluğumu) kanıtlayan apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi. |
|
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn): "Eğer doğrulardansan onu getir (bakalım)," dedi. |
|
Şuara 32. Ayet
32. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa), asasını attı, bir de (baktılar ki) o apaçık bir ejderha!
|
Süleyman Ateş
(Musa), asasını attı, bir de (baktılar ki) o apaçık bir ejderha! |
|
Şuara 33. Ayet
33. Ayet
Süleyman Ateş
Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.
|
Süleyman Ateş
Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi. |
|
Şuara 34. Ayet
34. Ayet
Süleyman Ateş
(Fir'avn), çevresindeki ileri gelenlere: "Bu dedi, bilgin bir büyücüdür."
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn), çevresindeki ileri gelenlere: "Bu dedi, bilgin bir büyücüdür." |
|
Şuara 35. Ayet
35. Ayet
Süleyman Ateş
"Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?"
|
Süleyman Ateş
"Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?" |
|
Şuara 36. Ayet
36. Ayet
Süleyman Ateş
Dediler ki: "Onu ve kardeşini eğle, kentlere toplayıcılar gönder."
|
Süleyman Ateş
Dediler ki: "Onu ve kardeşini eğle, kentlere toplayıcılar gönder." |
|
|
Süleyman Ateş
"Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler." |
|
Şuara 38. Ayet
38. Ayet
Süleyman Ateş
Derken büyücüler belli bir günün belirlenen vaktinde bir araya getirildi.
|
Süleyman Ateş
Derken büyücüler belli bir günün belirlenen vaktinde bir araya getirildi. |
|
|
Süleyman Ateş
Halka da: "Siz de toplanır mısınız?" denildi. |
|
|
Süleyman Ateş
"Umarız ki büyücüler üstün gelirse biz de onlara uyarız." |
|
Şuara 41. Ayet
41. Ayet
Süleyman Ateş
Büyücüler gelince Fir'avn'e: "Eğer üstün gelenler biz olursak, bize mutlaka bir ücret var değil mi?" dediler.
|
Süleyman Ateş
Büyücüler gelince Fir'avn'e: "Eğer üstün gelenler biz olursak, bize mutlaka bir ücret var değil mi?" dediler. |
|
Şuara 42. Ayet
42. Ayet
Süleyman Ateş
"Evet dedi, hem o takdirde siz (bana) yakınlardan olacaksınız."
|
Süleyman Ateş
"Evet dedi, hem o takdirde siz (bana) yakınlardan olacaksınız." |
|
|
Süleyman Ateş
Musa onlara: "Atacağınızı atın!" dedi. |
|
Şuara 44. Ayet
44. Ayet
Süleyman Ateş
İplerini ve değneklerini attılar ve "Fir'avn'ın şerefine biz, elbette biz galib geleceğiz" dediler.
|
Süleyman Ateş
İplerini ve değneklerini attılar ve "Fir'avn'ın şerefine biz, elbette biz galib geleceğiz" dediler. |
|
Şuara 45. Ayet
45. Ayet
Süleyman Ateş
Musa da asasını attı. Birden o, onların uydurduklarını yutmağa başladı.
|
Süleyman Ateş
Musa da asasını attı. Birden o, onların uydurduklarını yutmağa başladı. |
|
|
Süleyman Ateş
Derhal büyücüler secdeye kapandılar: |
|
|
Süleyman Ateş
Dediler: "Alemlerin Rabbine inandık." |
|
|
Süleyman Ateş
"Musa'nın ve Harun'un Rabbine." |
|
Şuara 49. Ayet
49. Ayet
Süleyman Ateş
(Fir'avn) dedi: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse (size ne yapacağımı) yakında bileceksiniz: Ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım!"
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn) dedi: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse (size ne yapacağımı) yakında bileceksiniz: Ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım!" |
|
|
Süleyman Ateş
"Zararı yok, dediler, (nasıl olsa) biz Rabbimize döneceğiz." |
|
Şuara 51. Ayet
51. Ayet
Süleyman Ateş
"Biz ilk inananlar olduğumuz için Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umarız."
|
Süleyman Ateş
"Biz ilk inananlar olduğumuz için Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umarız." |
|
Şuara 52. Ayet
52. Ayet
Süleyman Ateş
Musa'ya: "Kullarımı geceleyin (Mısır'dan çıkar), yürüt; siz takibedileceksiniz." diye vahyettik.
|
Süleyman Ateş
Musa'ya: "Kullarımı geceleyin (Mısır'dan çıkar), yürüt; siz takibedileceksiniz." diye vahyettik. |
|
Şuara 53. Ayet
53. Ayet
Süleyman Ateş
Fir'avn, (İsrail oğullarının gittiğini duyunca) kentlere (asker) toplayıcılar gönderdi.
|
Süleyman Ateş
Fir'avn, (İsrail oğullarının gittiğini duyunca) kentlere (asker) toplayıcılar gönderdi. |
|
|
Süleyman Ateş
"Şunlar, (şu İsrail oğulları), az bir topluluktur" dedi. |
|
|
Süleyman Ateş
"Bizi kızdırmaktadırlar." |
|
|
Süleyman Ateş
"Biz, ihtiyatlı, koca bir cemaatiz." |
|
Şuara 57. Ayet
57. Ayet
Süleyman Ateş
Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.
|
Süleyman Ateş
Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den. |
|
|
Süleyman Ateş
Hazineler(in)den ve o güzel yer(lerin)den. |
|
|
Süleyman Ateş
Böylece bunları İsrail oğullarına miras yaptık. |
|
Şuara 60. Ayet
60. Ayet
Süleyman Ateş
(Fir'avn ve adamları), güneş doğarken onların ardına düştüler.
|
Süleyman Ateş
(Fir'avn ve adamları), güneş doğarken onların ardına düştüler. |
|
Şuara 61. Ayet
61. Ayet
Süleyman Ateş
İki topluluk (yaklaşıp) birbirini görünce Musa'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler.
|
Süleyman Ateş
İki topluluk (yaklaşıp) birbirini görünce Musa'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler. |
|
Şuara 62. Ayet
62. Ayet
Süleyman Ateş
(Musa): "Hayır, dedi, Rabbim benimle beraberdir. Bana yol gösterecektir."
|
Süleyman Ateş
(Musa): "Hayır, dedi, Rabbim benimle beraberdir. Bana yol gösterecektir." |
|
Şuara 63. Ayet
63. Ayet
Süleyman Ateş
Musa'ya: "Değneğinle denize vur!" diye vahyettik. (Vurunca deniz) yarıldı, (on iki yol açıldı). Her bölüm, kocaman bir dağ gibi oldu.
|
Süleyman Ateş
Musa'ya: "Değneğinle denize vur!" diye vahyettik. (Vurunca deniz) yarıldı, (on iki yol açıldı). Her bölüm, kocaman bir dağ gibi oldu. |
|
Şuara 64. Ayet
64. Ayet
Süleyman Ateş
Ötekileri de buraya yaklaştırdık (Musa ve adamlarının ardından, düşmanları da bu denizde açılan yollara girdiler).
|
Süleyman Ateş
Ötekileri de buraya yaklaştırdık (Musa ve adamlarının ardından, düşmanları da bu denizde açılan yollara girdiler). |
|
|
Süleyman Ateş
Musa'yı ve beraberinde olanları tamamen kurtardık. |
|
Şuara 66. Ayet
66. Ayet
Süleyman Ateş
Sonra ötekilerini boğduk (Musa ve adamları karaya çıkınca deniz kapandı, Fir'avn ve adamları boğuldu).
|
Süleyman Ateş
Sonra ötekilerini boğduk (Musa ve adamları karaya çıkınca deniz kapandı, Fir'avn ve adamları boğuldu). |
|
|
Süleyman Ateş
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama çokları inanmazlar. |
|
|
Süleyman Ateş
Şüphesiz Rabbin, işte üstün O'dur, merhamet eden O'dur. |
|
|
Süleyman Ateş
Onlara İbrahim'in haberini de oku: |
|
|
Süleyman Ateş
Babasına ve kavmine: "Neye tapıyorsunuz?" demişti. |
|
Şuara 71. Ayet
71. Ayet
Süleyman Ateş
"Putlara tapıyoruz, onların önünde ibadete duruyoruz." dediler.
|
Süleyman Ateş
"Putlara tapıyoruz, onların önünde ibadete duruyoruz." dediler. |
|
Şuara 72. Ayet
72. Ayet
Süleyman Ateş
"Peki, dedi, siz du'a ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
|
Süleyman Ateş
"Peki, dedi, siz du'a ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?" |
|
|
Süleyman Ateş
"Yahut size fayda veya zarar verebiliyorlar mı?" |
|
Şuara 74. Ayet
74. Ayet
Süleyman Ateş
"Hayır, ama babalarımızın böyle yaptıklarını gördük, (onun için biz de böyle yapıyoruz)." dediler.
|
Süleyman Ateş
"Hayır, ama babalarımızın böyle yaptıklarını gördük, (onun için biz de böyle yapıyoruz)." dediler. |
|
|
Süleyman Ateş
"İşte gördünüz mü neye tapıyorsunuz?" dedi. |
|
|
Süleyman Ateş
"Siz ve eski atalarınız?" |
|
Şuara 77. Ayet
77. Ayet
Süleyman Ateş
"Onlar benim düşmanımdır. Yalnız alemlerin Rabbi (benim dostumdur)."
|
Süleyman Ateş
"Onlar benim düşmanımdır. Yalnız alemlerin Rabbi (benim dostumdur)." |
|
|
Süleyman Ateş
"Beni yaratan ve bana yol gösteren O'dur." |
|
|
Süleyman Ateş
"Bana yediren ve içiren O'dur." |
|
|
Süleyman Ateş
"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur." |
|
|
Süleyman Ateş
"Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur." |
|
|
Süleyman Ateş
"Ceza günü hatamı bağışlayacağını umduğum da O'dur." |
|
Şuara 83. Ayet
83. Ayet
Süleyman Ateş
"Rabbim, bana hüküm (hükümdarlık, bilgi) ver ve beni Salihler arasına kat."
|
Süleyman Ateş
"Rabbim, bana hüküm (hükümdarlık, bilgi) ver ve beni Salihler arasına kat." |
|
Şuara 84. Ayet
84. Ayet
Süleyman Ateş
"Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!"
|
Süleyman Ateş
"Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!" |
|
|
Süleyman Ateş
"Beni ni'met(i bol olan) cennetinin varislerinden kıl." |
|
|
Süleyman Ateş
"Babamı da bağışla. Çünkü o, sapıklardandır. |
|
|
Süleyman Ateş
"(Kulların) diriltilecekleri gün, beni utandırma." |
|
|
Süleyman Ateş
"O gün ki, ne mal, ne de oğullar yarar vermez." |
|
|
Süleyman Ateş
"Ancak Allah'a sağlam ve temiz kalb getiren (yarar görür)." |
|
|
Süleyman Ateş
(O gün) cennet, korunanlara yaklaştırılır. |
|
|
Süleyman Ateş
Cehennem de azgınların karşısına çıkarılır. |
|
|
Süleyman Ateş
Onlara "Hani taptıklarınız nerede?" denilir. |
|
Şuara 93. Ayet
93. Ayet
Süleyman Ateş
"O Allah'tan başka (taptıklarınız) size yardım ediyorlar mı, yahut kendilerine yardımları dokunuyor mu?"
|
Süleyman Ateş
"O Allah'tan başka (taptıklarınız) size yardım ediyorlar mı, yahut kendilerine yardımları dokunuyor mu?" |
|
|
Süleyman Ateş
Onlar ve azgınlar, tepe taklak oraya atılırlar. |
|
|
Süleyman Ateş
İblis'in bütün askerleri de. |
|
|
Süleyman Ateş
Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki: |
|
|
Süleyman Ateş
"Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!" |
|
|
Süleyman Ateş
"Çünkü sizi alemlerin Rabbine eşit tutuyorduk." |
|
|
Süleyman Ateş
"Ama bizi saptıran o suçlulardır." |
|
|
Süleyman Ateş
"Şimdi artık bizim ne şefa'atçilerimiz var", |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.