Mealler
Mehmet Okuyan - Hud Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Hud 91. Ayet
91. Ayet
Mehmet Okuyan
(Medyenliler) şöyle demişti: "Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf görüyoruz! Kabilen olmasaydı seni mutlaka kovardık.[1] Sen asla bize göre güçlü değilsin."[2]
|
Mehmet Okuyan
(Medyenliler) şöyle demişti: "Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf görüyoruz! Kabilen olmasaydı seni mutlaka kovardık.[1] Sen asla bize göre güçlü değilsin."[2] |
|
Hud 92. Ayet
92. Ayet
Mehmet Okuyan
(Şuayb ise onlara) şöyle demişti: "Ey kavmim! Size göre benim kabilem, Allah'tan daha mı güçlü ki O'nu arkanıza atıp unuttunuz. Şüphesiz ki Rabbim, yapmakta olduklarınızı kuşatıcıdır.
|
Mehmet Okuyan
(Şuayb ise onlara) şöyle demişti: "Ey kavmim! Size göre benim kabilem, Allah'tan daha mı güçlü ki O'nu arkanıza atıp unuttunuz. Şüphesiz ki Rabbim, yapmakta olduklarınızı kuşatıcıdır. |
|
Hud 93. Ayet
93. Ayet
Mehmet Okuyan
Ey kavmim! Bulunduğunuz yerde (elinizden geleni) yapın! Şüphesiz ki ben de (görevimi) yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu ileride öğreneceksiniz! Gözetleyin! Şüphesiz ki ben de sizinle birlikte gözetlemekteyim!"[1]
|
Mehmet Okuyan
Ey kavmim! Bulunduğunuz yerde (elinizden geleni) yapın! Şüphesiz ki ben de (görevimi) yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu ileride öğreneceksiniz! Gözetleyin! Şüphesiz ki ben de sizinle birlikte gözetlemekteyim!"[1] |
|
Hud 94. Ayet
94. Ayet
Mehmet Okuyan
(94, 95) (Azap) emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir merhametle (azaptan) kurtarmıştık. Haksızlık edenleri de o korkunç ses yakalamış ve sanki orada hiç oturmamışlar gibi yurtlarında diz üstü (hareketsiz) kalmışlardı.[1] Dikkat edin! Semûd (kavmi Allah'ın merhametinden) uzak olduğu gibi Medyen (kavmi) de uzak kılınmıştı.
|
Mehmet Okuyan
(94, 95) (Azap) emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir merhametle (azaptan) kurtarmıştık. Haksızlık edenleri de o korkunç ses yakalamış ve sanki orada hiç oturmamışlar gibi yurtlarında diz üstü (hareketsiz) kalmışlardı.[1] Dikkat edin! Semûd (kavmi Allah'ın merhametinden) uzak olduğu gibi Medyen (kavmi) de uzak kılınmıştı. |
|
Hud 95. Ayet
95. Ayet
Mehmet Okuyan
(94, 95) (Azap) emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir merhametle (azaptan) kurtarmıştık. Haksızlık edenleri de o korkunç ses yakalamış ve sanki orada hiç oturmamışlar gibi yurtlarında diz üstü (hareketsiz) kalmışlardı.[1] Dikkat edin! Semûd (kavmi Allah'ın merhametinden) uzak olduğu gibi Medyen (kavmi) de uzak kılınmıştı.
|
Mehmet Okuyan
(94, 95) (Azap) emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir merhametle (azaptan) kurtarmıştık. Haksızlık edenleri de o korkunç ses yakalamış ve sanki orada hiç oturmamışlar gibi yurtlarında diz üstü (hareketsiz) kalmışlardı.[1] Dikkat edin! Semûd (kavmi Allah'ın merhametinden) uzak olduğu gibi Medyen (kavmi) de uzak kılınmıştı. |
|
Hud 96. Ayet
96. Ayet
Mehmet Okuyan
(96, 97) Yemin olsun ki Musa'yı da ayetlerimizle[1] ve apaçık bir delille Firavun'a ve onun yöneticilerine göndermiştik. Onlar, Firavun'un emrine uymuşlardı. (Oysa) Firavun'un emri asla doğru değildi.
|
Mehmet Okuyan
(96, 97) Yemin olsun ki Musa'yı da ayetlerimizle[1] ve apaçık bir delille Firavun'a ve onun yöneticilerine göndermiştik. Onlar, Firavun'un emrine uymuşlardı. (Oysa) Firavun'un emri asla doğru değildi. |
|
Hud 97. Ayet
97. Ayet
Mehmet Okuyan
(96, 97) Yemin olsun ki Musa'yı da ayetlerimizle[1] ve apaçık bir delille Firavun'a ve onun yöneticilerine göndermiştik. Onlar, Firavun'un emrine uymuşlardı. (Oysa) Firavun'un emri asla doğru değildi.
|
Mehmet Okuyan
(96, 97) Yemin olsun ki Musa'yı da ayetlerimizle[1] ve apaçık bir delille Firavun'a ve onun yöneticilerine göndermiştik. Onlar, Firavun'un emrine uymuşlardı. (Oysa) Firavun'un emri asla doğru değildi. |
|
Hud 98. Ayet
98. Ayet
Mehmet Okuyan
(Firavun), kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları ateşe sürükleyecektir.[1] Varılacak o yer ne kötü bir yerdir!
|
Mehmet Okuyan
(Firavun), kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları ateşe sürükleyecektir.[1] Varılacak o yer ne kötü bir yerdir! |
|
Hud 99. Ayet
99. Ayet
Mehmet Okuyan
Onlar burada (dünyada) da kıyamet gününde de lanete uğratıldılar.[1] (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır![2]
|
Mehmet Okuyan
Onlar burada (dünyada) da kıyamet gününde de lanete uğratıldılar.[1] (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır![2] |
|
Hud 100. Ayet
100. Ayet
Mehmet Okuyan
İşte bu, (halkı helak olmuş) şehirlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz. Onlardan (izleri) kalan da vardır; biçilmiş (ekin gibi yok olan) da.
|
Mehmet Okuyan
İşte bu, (halkı helak olmuş) şehirlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz. Onlardan (izleri) kalan da vardır; biçilmiş (ekin gibi yok olan) da. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.