Mealler

Namusunu korumuş olanı (Meryem'i de an)! Biz ona rûhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu âlemler (insanlar) için bir ayet (mucize) kılmıştık.[1]

Şüphesiz ki bu (peygamberler ve iman edenler), tek bir ümmet olarak sizin ümmetinizdir.[1] Ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise bana kulluk edin!

(İnsanlar) kendi aralarında işlerini paramparça ettiler.[1] (Oysa) hepsi bize döneceklerdir.

Kim mümin olarak iyi işlerden yaparsa onun çabası görmezden gelinmez. Şüphesiz ki biz onu yazmaktayız.[1]

Helak ettiğimiz bir şehir için artık (yenilenmek) imkânsızdır; şüphesiz ki onlar geri dönemeyeceklerdir.

Sonunda Ye'cûc ve Me'cûc[1] (setleri) açıldığı, onlar her tepeden akın ettiği,

Ve gerçek vaat (Son Saat) yaklaşınca, kâfir olanların gözleri birdenbire donakalır! (Onlar) "Ah, eyvah, yazıklar olsun bize! Elbette bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalimlermişiz!" (diyeceklerdir).

Siz ve Allah'ın peşi sıra taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz.

Onlar ilah olsalardı, oraya girmezlerdi. Hepsi orada ebedî kalacaklardır.

Orada onlar için inlemek vardır. Onlar orada (iyi haber) duyamayacaklardır.