Mealler

İnsanların hesab(a çekilmeler)i yaklaştı. Onlar (ise) gaflet içinde yüz çevirmektedir.

(2, 3) Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi.[1] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: "Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki![2]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?"

(2, 3) Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi.[1] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: "Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki![2]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?"

(Peygamber) şöyle demişti: "Rabbim, yerde ve gökte(ki her) sözü bilir. O duyandır, bilendir."

(Müşrikler:) "Hayır! (Bunlar) karmakarışık rüyalardır; aksine onu kendisi uydurmuştur;[1] dahası o bir şairdir.[2] (Öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir ayet (mucize) getirsin!" demişlerdi.

Bunlardan önce helak ettiğimiz hiçbir şehir (halkı) iman etmemişti; şimdi bunlar mı iman edecekler!

Biz senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını (peygamber) olarak göndermedik. Bilmiyorsanız zikr (Kur'an) ehline sorun![1]

Biz onları (peygamberleri), yemek yemeyen birer ceset olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyada) ebedi kalıcı da değillerdi.[1]

Sonra onlara (verdiğimiz) sözü yerine getirmiştik; böylece hem onları hem de dilediğimiz (layık olan) kişileri kurtarmış; haddi aşanları da helak etmiştik.

Şüphesiz ki size, içinde (gerçekleri) hatırlamanız (için bilgiler) bulunan bir kitap indirdik.[1] Akıl etmiyor musunuz?

Zalim olan nice şehir (halkını) kırıp geçirmiş; arkasından da başka topluluklar yaratmıştık.

Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!

(Onlara şöyle demiştik:) "Kaçmayın! İçinde bulunduğunuz refaha ve yurtlarınıza dönün! Çünkü size sorular sorulacak!"

(Onlar:) "Ah, eyvah bize! Şüphesiz ki biz zalimlermişiz!" demişlerdi.

Biz kendilerini yere serilmiş, hasat edilmiş (ekin)e çevirinceye kadar o feryatları sürüp gitmişti.

Biz göğü, yeri ve bunlar arasındakileri oyuncular olarak yaratmadık.[1]

Bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi tarafımızdan edinirdik. (Ama) biz (bunu) yapanlar değiliz.[1]

Aksine biz gerçeği batılın üzerine atarız da o, batılın işini bitirir. Bir de bakarsın ki batıl yok olup gitmiştir.[1] (Allah'a) yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size!

Göklerde ve yerde kim varsa hepsi yalnızca O'na aittir. O'nun huzurunda bulunanlar, O'na ibadetten dolayı kibirlenmez ve yorulmazlar.[1]

Onlar, gece gündüz bıkmadan (Allah'ı) tesbih ederler (yüceltirler).[1]

Yoksa yerden (dünyevi) birtakım ilahlar edindiler de (ölüleri) onlar mı diriltecekmiş!

O ikisinde (yerde ve gökte) Allah'tan başka ilahlar bulunsaydı, (düzenleri) elbette bozul(up gitmiş)ti. Arşın Rabbi olan Allah onların yakıştırdıkları (şeyler)den yücedir.[1]

(Allah) yaptığından sorumlu tutulamaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir.

Yoksa O'nun peşi sıra birtakım ilahlar mı edindiler! De ki: "Delilinizi getirin! Bu, benimle birlikte olanların ve benden öncekilerin (gerçeği içeren) öğretisidir." Hayır! Onların çoğu gerçeği bilmezler; (bu yüzden) yüz çevirirler.

Senden önce hiçbir elçi göndermedik ki ona "Benden başka ilah yoktur; bana kulluk edin!" diye vahyetmiş olmayalım.