Mealler
Mehmet Okuyan - Bakara Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Bakara 256. Ayet
256. Ayet
Mehmet Okuyan
Dinde zorlama yoktur.[1] Elbette doğru yanlıştan ayrılmıştır. Kim tağut'u[2] (azgınlık edeni) reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan en sağlam kulba[3] yapışmış demektir.[4] Allah duyandır, bilendir.
|
Mehmet Okuyan
Dinde zorlama yoktur.[1] Elbette doğru yanlıştan ayrılmıştır. Kim tağut'u[2] (azgınlık edeni) reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan en sağlam kulba[3] yapışmış demektir.[4] Allah duyandır, bilendir. |
|
Bakara 257. Ayet
257. Ayet
Mehmet Okuyan
Allah iman etmiş olanların dostudur; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.[1] Kâfir olanlara gelince, onların dostları Tağut'tur (azgınlık edendir); onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar (gömerler). İşte bunlar ateş halkıdır. Onlar orada ebedî kalıcıdır.
|
Mehmet Okuyan
Allah iman etmiş olanların dostudur; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.[1] Kâfir olanlara gelince, onların dostları Tağut'tur (azgınlık edendir); onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar (gömerler). İşte bunlar ateş halkıdır. Onlar orada ebedî kalıcıdır. |
|
Bakara 258. Ayet
258. Ayet
Mehmet Okuyan
Allah kendisine hükümdarlık verdiği için Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi? Hani İbrahim "Rabbim yaşatan ve öldürendir." demişti. O da "Ben de yaşatır ve öldürürüm." demişti.[1] İbrahim, "Allah güneşi doğudan getirmektedir; sen de onu batıdan getir." demişti de o kâfir şaşakalmıştı. Allah zalimler topluluğunu doğru yola ulaştırmaz.
|
Mehmet Okuyan
Allah kendisine hükümdarlık verdiği için Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi? Hani İbrahim "Rabbim yaşatan ve öldürendir." demişti. O da "Ben de yaşatır ve öldürürüm." demişti.[1] İbrahim, "Allah güneşi doğudan getirmektedir; sen de onu batıdan getir." demişti de o kâfir şaşakalmıştı. Allah zalimler topluluğunu doğru yola ulaştırmaz. |
|
Bakara 259. Ayet
259. Ayet
Mehmet Okuyan
Veya (görmediniz mi) o kişiyi[1] ki evlerinin duvarları çatıları üzerine yığılmış (alt üst olmuş) bir şehre uğramıştı. (Bu kişi), "(Şehrin) ölümünden sonra Allah burayı nasıl diriltir acaba?" demişti. Bunun üzerine Allah onu yüz yıl öldürmüş (ölü gibi bırakmış), sonra tekrar diriltmişti. (Allah) "Ne kadar kaldın?" diye sorunca "Bir gün veya günün bir kısmı kadar." demişti. (Allah) ona şöyle demişti: "Hayır! Yüz yıl kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır.[2] Eşeğine de bak! Seni insanlara bir ibret kılalım diye (böyle yaptık). Şimdi kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra nasıl onlara et giydiriyoruz!" (Durum) kendisi için apaçık bir hâl alınca, "Biliyorum ki Allah her şeye gücü yetendir." demişti.[3]
|
Mehmet Okuyan
Veya (görmediniz mi) o kişiyi[1] ki evlerinin duvarları çatıları üzerine yığılmış (alt üst olmuş) bir şehre uğramıştı. (Bu kişi), "(Şehrin) ölümünden sonra Allah burayı nasıl diriltir acaba?" demişti. Bunun üzerine Allah onu yüz yıl öldürmüş (ölü gibi bırakmış), sonra tekrar diriltmişti. (Allah) "Ne kadar kaldın?" diye sorunca "Bir gün veya günün bir kısmı kadar." demişti. (Allah) ona şöyle demişti: "Hayır! Yüz yıl kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır.[2] Eşeğine de bak! Seni insanlara bir ibret kılalım diye (böyle yaptık). Şimdi kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra nasıl onlara et giydiriyoruz!" (Durum) kendisi için apaçık bir hâl alınca, "Biliyorum ki Allah her şeye gücü yetendir." demişti.[3] |
|
Bakara 260. Ayet
260. Ayet
Mehmet Okuyan
Hani İbrahim "Rabbim! Ölüyü nasıl diriltmekte olduğunu bana göster." demişti. (Rabbi ona) "İnanmadın mı?" diye sorunca (İbrahim) "Hayır (elbette inandım) fakat kalbimin tatmin olması için (görmek istedim)" demişti. Bunun üzerine (Allah) şöyle demişti: "Dört tane kuş alıp onları kendine alıştır; sonra her dağa onlardan birer parça koy! Ardından onları çağır; koşarak (uçarak) sana gelirler.[1] Bil ki Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir."
|
Mehmet Okuyan
Hani İbrahim "Rabbim! Ölüyü nasıl diriltmekte olduğunu bana göster." demişti. (Rabbi ona) "İnanmadın mı?" diye sorunca (İbrahim) "Hayır (elbette inandım) fakat kalbimin tatmin olması için (görmek istedim)" demişti. Bunun üzerine (Allah) şöyle demişti: "Dört tane kuş alıp onları kendine alıştır; sonra her dağa onlardan birer parça koy! Ardından onları çağır; koşarak (uçarak) sana gelirler.[1] Bil ki Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir." |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.