Mealler
Erhan Aktaş - Sebe Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Sebe 1. Ayet
1. Ayet
Erhan Aktaş
Hamd[1], göklerde ve yerde olan şeyler kendisine ait olan Allah içindir. Hamd, ahirette de O'na aittir. O, En İyi Hüküm Veren'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
|
Erhan Aktaş
Hamd[1], göklerde ve yerde olan şeyler kendisine ait olan Allah içindir. Hamd, ahirette de O'na aittir. O, En İyi Hüküm Veren'dir, Her Şeyden Haberdar'dır. |
|
Sebe 2. Ayet
2. Ayet
Erhan Aktaş
O, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni bilir. O, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
|
Erhan Aktaş
O, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni bilir. O, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir. |
|
Sebe 3. Ayet
3. Ayet
Erhan Aktaş
Gerçeği yalanlayan nankörler: "Bize o Sa'at[1] gelmeyecek." dediler. De ki: "Bilakis! Gaybı bilen Rabb'ime ant olsun ki, o kesinlikle size gelecektir. Göklerde olsun, yerde olsun zerre kadar da olsa hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey Kitab-ı Mubin'dedir.[2]
|
Erhan Aktaş
Gerçeği yalanlayan nankörler: "Bize o Sa'at[1] gelmeyecek." dediler. De ki: "Bilakis! Gaybı bilen Rabb'ime ant olsun ki, o kesinlikle size gelecektir. Göklerde olsun, yerde olsun zerre kadar da olsa hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey Kitab-ı Mubin'dedir.[2] |
|
Sebe 4. Ayet
4. Ayet
Erhan Aktaş
O gün; iman edip, salihatı yapanları ödüllendirecektir. Onlar için bağışlanma ve cömertçe rızık vardır.
|
Erhan Aktaş
O gün; iman edip, salihatı yapanları ödüllendirecektir. Onlar için bağışlanma ve cömertçe rızık vardır. |
|
Sebe 5. Ayet
5. Ayet
Erhan Aktaş
Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çalışanlar; işte onlar, onlar için elem verici kötü bir azap vardır.
|
Erhan Aktaş
Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çalışanlar; işte onlar, onlar için elem verici kötü bir azap vardır. |
|
Sebe 6. Ayet
6. Ayet
Erhan Aktaş
Kendilerine ilim[1] verilmiş olanlar[2], Rabb'inden sana indirilenin yegane gerçek olduğunu ve onun; Aziz'in, Hamid'in[3] yoluna ilettiğini görüyorlar.
|
Erhan Aktaş
Kendilerine ilim[1] verilmiş olanlar[2], Rabb'inden sana indirilenin yegane gerçek olduğunu ve onun; Aziz'in, Hamid'in[3] yoluna ilettiğini görüyorlar. |
|
Sebe 7. Ayet
7. Ayet
Erhan Aktaş
Gerçeği yalanlayan nankörler, alayımsı bir şekilde: "Çürüyüp, lime lime parçalandığınız zaman, sizin yeniden dirileceğinizi haber veren bir adamı size gösterelim mi?" dediler.
|
Erhan Aktaş
Gerçeği yalanlayan nankörler, alayımsı bir şekilde: "Çürüyüp, lime lime parçalandığınız zaman, sizin yeniden dirileceğinizi haber veren bir adamı size gösterelim mi?" dediler. |
|
Sebe 8. Ayet
8. Ayet
Erhan Aktaş
Bu adam, ya uydurduklarını Allah'a dayandırıyor ya da cinnet geçiriyor! Hayır, aslında ahirete inanmayanlar, çaresizlik ve derin bir sapkınlık içindedirler.
|
Erhan Aktaş
Bu adam, ya uydurduklarını Allah'a dayandırıyor ya da cinnet geçiriyor! Hayır, aslında ahirete inanmayanlar, çaresizlik ve derin bir sapkınlık içindedirler. |
|
Sebe 9. Ayet
9. Ayet
Erhan Aktaş
Onlar, göklerde ve yerde, önlerinde ve arkalarında olanları görmediler mi? Dilersek onları yere geçiririz. Veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Bunlarda[1] yönelen[2] her kul için ayet[3] vardır.
|
Erhan Aktaş
Onlar, göklerde ve yerde, önlerinde ve arkalarında olanları görmediler mi? Dilersek onları yere geçiririz. Veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Bunlarda[1] yönelen[2] her kul için ayet[3] vardır. |
|
Sebe 10. Ayet
10. Ayet
Erhan Aktaş
Ant olsun ki, katımızdan Davud'a bir fazilet[1] verdik. Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber övgüyü tekrarlayın. Ve onun için demiri yumuşattık.[2]
|
Erhan Aktaş
Ant olsun ki, katımızdan Davud'a bir fazilet[1] verdik. Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber övgüyü tekrarlayın. Ve onun için demiri yumuşattık.[2] |
|
Sebe 11. Ayet
11. Ayet
Erhan Aktaş
Bedeni örten zırhlar yap. Bağlantılarını güzel şekilde tasarla. Salihatı[1] yapın. Ben, yaptıklarınızı bütün gerçeğiyle görenim.
|
Erhan Aktaş
Bedeni örten zırhlar yap. Bağlantılarını güzel şekilde tasarla. Salihatı[1] yapın. Ben, yaptıklarınızı bütün gerçeğiyle görenim. |
|
Sebe 12. Ayet
12. Ayet
Erhan Aktaş
Sabahleyin bir aylık yol gitmeyi, akşamleyin bir aylık yoldan geri dönmeyi sağlayan rüzgar[1], Süleyman içindi. Ve erimiş bakırı kaynağından ona akıttık. Ve cinlerden, Rabb'inin izni ile onun elinin altında çalışanlar vardı. Onlardan kim emrimizden çıkacak olsa, ona alevli ateşin azabından tattırdık.
|
Erhan Aktaş
Sabahleyin bir aylık yol gitmeyi, akşamleyin bir aylık yoldan geri dönmeyi sağlayan rüzgar[1], Süleyman içindi. Ve erimiş bakırı kaynağından ona akıttık. Ve cinlerden, Rabb'inin izni ile onun elinin altında çalışanlar vardı. Onlardan kim emrimizden çıkacak olsa, ona alevli ateşin azabından tattırdık. |
|
Sebe 13. Ayet
13. Ayet
Erhan Aktaş
Ona dilediği gibi mabetler[1], şekil verilmiş eşyalar, havuz büyüklüğünde çanaklar[2] ve sabit[3] ağır kazanlar yapıyorlardı. Ey Davud'u izleyenler! Şükür için çalışın. Ama kullarım içinde şükreden çok azdır.
|
Erhan Aktaş
Ona dilediği gibi mabetler[1], şekil verilmiş eşyalar, havuz büyüklüğünde çanaklar[2] ve sabit[3] ağır kazanlar yapıyorlardı. Ey Davud'u izleyenler! Şükür için çalışın. Ama kullarım içinde şükreden çok azdır. |
|
Sebe 14. Ayet
14. Ayet
Erhan Aktaş
Onun ölümünü gerçekleştirdiğimiz zaman; ölümünü, "minsee"yi[1] kemiren "debbetularz"dan[2] başka bir şey ortaya çıkarmadı. Yere kapandığında ortaya çıktı ki; cinler o gaybı[3] bilselerdi, o alçaltıcı azap[4] içinde kalmazlardı.
|
Erhan Aktaş
Onun ölümünü gerçekleştirdiğimiz zaman; ölümünü, "minsee"yi[1] kemiren "debbetularz"dan[2] başka bir şey ortaya çıkarmadı. Yere kapandığında ortaya çıktı ki; cinler o gaybı[3] bilselerdi, o alçaltıcı azap[4] içinde kalmazlardı. |
|
Sebe 15. Ayet
15. Ayet
Erhan Aktaş
Ant olsun ki, Sebelilerin yaşadıkları yerde bir ayet[1] vardı: Sağda ve Solda iki cennet![2] Rabbinizin rızkından yiyin ve O'na şükredin.[3] Temiz bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rabb!
|
Erhan Aktaş
Ant olsun ki, Sebelilerin yaşadıkları yerde bir ayet[1] vardı: Sağda ve Solda iki cennet![2] Rabbinizin rızkından yiyin ve O'na şükredin.[3] Temiz bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rabb! |
|
Sebe 16. Ayet
16. Ayet
Erhan Aktaş
Onlarsa yüz çevirdiler[1]. Biz de üzerlerine su seddinin suyunu salıverdik. Ve iki cennetlerini[2], acı meyveli ağaçlara, meyvesiz ağaçlara ve az miktarda sedir ağacı bulunan iki cennete[2] çevirdik.
|
Erhan Aktaş
Onlarsa yüz çevirdiler[1]. Biz de üzerlerine su seddinin suyunu salıverdik. Ve iki cennetlerini[2], acı meyveli ağaçlara, meyvesiz ağaçlara ve az miktarda sedir ağacı bulunan iki cennete[2] çevirdik. |
|
Sebe 17. Ayet
17. Ayet
Erhan Aktaş
Bu, gerçeği yalanlayarak nankörlük etmeleri nedeniyle, onları cezalandırmamızdır. Biz, yalnızca nankörleri cezalandırırız.
|
Erhan Aktaş
Bu, gerçeği yalanlayarak nankörlük etmeleri nedeniyle, onları cezalandırmamızdır. Biz, yalnızca nankörleri cezalandırırız. |
|
Sebe 18. Ayet
18. Ayet
Erhan Aktaş
Onlarla bereketli kıldığımız kentler arasında birbirlerine yakın kasabalar yaptık. Bunlar arasında yolculuk yapılacak yollar düzenledik. "Buralarda geceleri ve gündüzleri güvenli olarak yolculuk yapın dedik.
|
Erhan Aktaş
Onlarla bereketli kıldığımız kentler arasında birbirlerine yakın kasabalar yaptık. Bunlar arasında yolculuk yapılacak yollar düzenledik. "Buralarda geceleri ve gündüzleri güvenli olarak yolculuk yapın dedik. |
|
Sebe 19. Ayet
19. Ayet
Erhan Aktaş
Fakat onlar: "Rabb'imiz! Yolculuk mesafelerimizi uzat.[1]" dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları dillerde dolaşan hadis[2] yaptık. Ve onları tamamen parça parça dağıttık. Kuşkusuz bunda çok sabredenlerin ve çok şükredenlerin tamamı için kesinlikle ayetler[3] vardır.
|
Erhan Aktaş
Fakat onlar: "Rabb'imiz! Yolculuk mesafelerimizi uzat.[1]" dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları dillerde dolaşan hadis[2] yaptık. Ve onları tamamen parça parça dağıttık. Kuşkusuz bunda çok sabredenlerin ve çok şükredenlerin tamamı için kesinlikle ayetler[3] vardır. |
|
Sebe 20. Ayet
20. Ayet
Erhan Aktaş
Ant olsun ki, iblis onlar hakkındaki beklentisini gerçekleştirdi. İnananlardan oluşan bir topluluk hariç, hepsi ona uydular.
|
Erhan Aktaş
Ant olsun ki, iblis onlar hakkındaki beklentisini gerçekleştirdi. İnananlardan oluşan bir topluluk hariç, hepsi ona uydular. |
|
Sebe 21. Ayet
21. Ayet
Erhan Aktaş
Aslında iblisin onlar üzerinde bir sultanlığı[1] yoktu. Fakat Biz, ahirete iman edenle ondan kuşku duyanı ayırt edeceğiz. Senin Rabb'in Her Şeyi Gözetip Koruyan'dır.
|
Erhan Aktaş
Aslında iblisin onlar üzerinde bir sultanlığı[1] yoktu. Fakat Biz, ahirete iman edenle ondan kuşku duyanı ayırt edeceğiz. Senin Rabb'in Her Şeyi Gözetip Koruyan'dır. |
|
Sebe 22. Ayet
22. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Allah'ın yanı sıra değer verdiklerinize yakarın! Onlar, göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değildirler. Onların, Göklerin ve yerin yaratılmalarında bir payları yoktur. Ve Allah'ın, onların yardımına ihtiyacı da yoktur.
|
Erhan Aktaş
De ki: "Allah'ın yanı sıra değer verdiklerinize yakarın! Onlar, göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değildirler. Onların, Göklerin ve yerin yaratılmalarında bir payları yoktur. Ve Allah'ın, onların yardımına ihtiyacı da yoktur. |
|
Sebe 23. Ayet
23. Ayet
Erhan Aktaş
O'nun yanında şefaat, yalnızca izin verdiği kimseye fayda verir.[1] Kalplerindeki korku giderilince: "Rabb'imiz ne buyurdu?" derler. "Gerçeği." derler. Ve O, Çok Yüce'dir, Çok Büyük'tür.
|
Erhan Aktaş
O'nun yanında şefaat, yalnızca izin verdiği kimseye fayda verir.[1] Kalplerindeki korku giderilince: "Rabb'imiz ne buyurdu?" derler. "Gerçeği." derler. Ve O, Çok Yüce'dir, Çok Büyük'tür. |
|
Sebe 24. Ayet
24. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?" De ki: "Allah." Ya siz ya da biz doğru yoldayız veya ya biz ya da siz açıkça bir sapkınlık içindeyiz.
|
Erhan Aktaş
De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?" De ki: "Allah." Ya siz ya da biz doğru yoldayız veya ya biz ya da siz açıkça bir sapkınlık içindeyiz. |
|
Sebe 25. Ayet
25. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Bizim yaptığımız cürümden siz sorumlu tutulmazsınız. Ve biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu tutulmayız."
|
Erhan Aktaş
De ki: "Bizim yaptığımız cürümden siz sorumlu tutulmazsınız. Ve biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu tutulmayız." |
|
Sebe 26. Ayet
26. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Rabb'imiz hepimizi bir araya toplayacak sonra da aramızda adaletle yargıda bulunacaktır. O; En Adil Yargıç'tır, Her Şeyi Bilen'dir."
|
Erhan Aktaş
De ki: "Rabb'imiz hepimizi bir araya toplayacak sonra da aramızda adaletle yargıda bulunacaktır. O; En Adil Yargıç'tır, Her Şeyi Bilen'dir." |
|
Sebe 27. Ayet
27. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "O'na ortak kabul ettiklerinizi bana gösterin! Asla böyle bir şey olamaz. O, Allah ki; Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir.
|
Erhan Aktaş
De ki: "O'na ortak kabul ettiklerinizi bana gösterin! Asla böyle bir şey olamaz. O, Allah ki; Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir. |
|
Sebe 28. Ayet
28. Ayet
Erhan Aktaş
Biz, seni bütün insanlığa yalnızca haber verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ne var ki insanların çoğu bu gerçeği anlamıyorlar.
|
Erhan Aktaş
Biz, seni bütün insanlığa yalnızca haber verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ne var ki insanların çoğu bu gerçeği anlamıyorlar. |
|
Sebe 29. Ayet
29. Ayet
Erhan Aktaş
"Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit ettiğiniz uyarı ne zaman?" diyorlar.
|
Erhan Aktaş
"Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit ettiğiniz uyarı ne zaman?" diyorlar. |
|
Sebe 30. Ayet
30. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Size yapılan uyarının bir zamanı vardır. Ondan, bir saat bile geri de kalmazsınız ileri de geçemezsiniz."
|
Erhan Aktaş
De ki: "Size yapılan uyarının bir zamanı vardır. Ondan, bir saat bile geri de kalmazsınız ileri de geçemezsiniz." |
|
Sebe 31. Ayet
31. Ayet
Erhan Aktaş
Gerçeği yalanlayan nankörler, "Biz ne bu Kur'an'a ne de ondan önce gelene asla inanmayacağız." dediler. Sen bu zalimleri, Rabb'leri huzuruna çıkarıldıklarında nasıl birbirlerine sataştıklarını bir görsen! Güçsüzler, büyüklük taslayan kimselere, "Eğer siz olmasaydınız, biz kesinlikle inananlar olurduk." derler.
|
Erhan Aktaş
Gerçeği yalanlayan nankörler, "Biz ne bu Kur'an'a ne de ondan önce gelene asla inanmayacağız." dediler. Sen bu zalimleri, Rabb'leri huzuruna çıkarıldıklarında nasıl birbirlerine sataştıklarını bir görsen! Güçsüzler, büyüklük taslayan kimselere, "Eğer siz olmasaydınız, biz kesinlikle inananlar olurduk." derler. |
|
Sebe 32. Ayet
32. Ayet
Erhan Aktaş
Büyüklük taslayanlar, güçsüz bırakılmışlara: "Size doğru yol gösterildiğinde, sizi o yoldan biz mi alıkoyduk? Hayır! Siz zaten suçlu kimselerdiniz."[1] dediler.
|
Erhan Aktaş
Büyüklük taslayanlar, güçsüz bırakılmışlara: "Size doğru yol gösterildiğinde, sizi o yoldan biz mi alıkoyduk? Hayır! Siz zaten suçlu kimselerdiniz."[1] dediler. |
|
Sebe 33. Ayet
33. Ayet
Erhan Aktaş
Güçsüz bırakılanlar, büyüklük taslayanlara: "Hayır! Gece gündüz[1] kurduğunuz tuzaklarla bize, Allah'ı yalanlamamızı, O'na birtakım eşler koşmamızı öneriyordunuz." dediler. Azabı gördükleri zaman, için için pişman olacaklar. Gerçeği yalanlayan nankörlerin boyunlarına demir halkalar geçiririz. Onlar, yalnızca yapmış oldukları şeylerin karşılığını görecekler.
|
Erhan Aktaş
Güçsüz bırakılanlar, büyüklük taslayanlara: "Hayır! Gece gündüz[1] kurduğunuz tuzaklarla bize, Allah'ı yalanlamamızı, O'na birtakım eşler koşmamızı öneriyordunuz." dediler. Azabı gördükleri zaman, için için pişman olacaklar. Gerçeği yalanlayan nankörlerin boyunlarına demir halkalar geçiririz. Onlar, yalnızca yapmış oldukları şeylerin karşılığını görecekler. |
|
Sebe 34. Ayet
34. Ayet
Erhan Aktaş
Biz, hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek, oranın mutref[1] olanları: "Biz, sizin getirdiğiniz şeylere inanmıyoruz." dediler.
|
Erhan Aktaş
Biz, hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek, oranın mutref[1] olanları: "Biz, sizin getirdiğiniz şeylere inanmıyoruz." dediler. |
|
Sebe 35. Ayet
35. Ayet
Erhan Aktaş
"Biz, varlık ve evlat olarak çok daha fazlayız. Ve biz, azap görecek de değiliz." dediler.
|
Erhan Aktaş
"Biz, varlık ve evlat olarak çok daha fazlayız. Ve biz, azap görecek de değiliz." dediler. |
|
Sebe 36. Ayet
36. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Benim Rabb'im, dilediği kimseye rızkı genişletir ve takdir eder. Fakat insanların çoğu idrak etmezler."
|
Erhan Aktaş
De ki: "Benim Rabb'im, dilediği kimseye rızkı genişletir ve takdir eder. Fakat insanların çoğu idrak etmezler." |
|
Sebe 37. Ayet
37. Ayet
Erhan Aktaş
Sizi, Bize yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. İnananlar ve salihatı[1] yapanlar, işte onlara yaptıklarına karşılık kat kat ödül vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda güven içindedirler.
|
Erhan Aktaş
Sizi, Bize yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. İnananlar ve salihatı[1] yapanlar, işte onlara yaptıklarına karşılık kat kat ödül vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda güven içindedirler. |
|
Sebe 38. Ayet
38. Ayet
Erhan Aktaş
Ayetlerimizi etkisiz kılmak için uğraşanlar, işte onlar azapla karşı karşıya kalacak olanlardır.
|
Erhan Aktaş
Ayetlerimizi etkisiz kılmak için uğraşanlar, işte onlar azapla karşı karşıya kalacak olanlardır. |
|
Sebe 39. Ayet
39. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Benim Rabb'im, kullarından dilediği kimse için rızkı genişletir ve takdir eder. Bir şey infak[1] ettiğiniz zaman; O, onun karşılığını verir. Ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
|
Erhan Aktaş
De ki: "Benim Rabb'im, kullarından dilediği kimse için rızkı genişletir ve takdir eder. Bir şey infak[1] ettiğiniz zaman; O, onun karşılığını verir. Ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. |
|
Sebe 40. Ayet
40. Ayet
Erhan Aktaş
Ve o gün O, onların hepsini bir araya toplayacak. Sonra meleklere: "Şunlar, size mi kulluk ediyorlardı?" diye soracak.
|
Erhan Aktaş
Ve o gün O, onların hepsini bir araya toplayacak. Sonra meleklere: "Şunlar, size mi kulluk ediyorlardı?" diye soracak. |
|
Sebe 41. Ayet
41. Ayet
Erhan Aktaş
Onlar: "Seni tenzih[1] ederiz. Bizim velimiz[2] onlar değil, Sen'sin. Bilakis, onlar, cinlere[3] kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyorlardı." derler.
|
Erhan Aktaş
Onlar: "Seni tenzih[1] ederiz. Bizim velimiz[2] onlar değil, Sen'sin. Bilakis, onlar, cinlere[3] kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyorlardı." derler. |
|
Sebe 42. Ayet
42. Ayet
Erhan Aktaş
Artık bugün birbirinize ne yarar ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Zulmedenlere[1]: "Yalanlamış olduğunuz ateşin azabını tadın." diyeceğiz.
|
Erhan Aktaş
Artık bugün birbirinize ne yarar ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Zulmedenlere[1]: "Yalanlamış olduğunuz ateşin azabını tadın." diyeceğiz. |
|
Sebe 43. Ayet
43. Ayet
Erhan Aktaş
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman: "Bu, ancak, atalarınızın tapmakta olduğu şeylerden sizi vazgeçirmek isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler. Ve dediler ki: "Bu, uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir." Gerçeği yalanlayan nankörler, kendilerine gerçek gelince: "Bu, ancak apaçık bir büyüdür." dediler.
|
Erhan Aktaş
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman: "Bu, ancak, atalarınızın tapmakta olduğu şeylerden sizi vazgeçirmek isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler. Ve dediler ki: "Bu, uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir." Gerçeği yalanlayan nankörler, kendilerine gerçek gelince: "Bu, ancak apaçık bir büyüdür." dediler. |
|
Sebe 44. Ayet
44. Ayet
Erhan Aktaş
Biz, onlara bilgilenecekleri kitaplardan[1] vermedik. Ve senden önce onlara bir uyarıcı da göndermedik.
|
Erhan Aktaş
Biz, onlara bilgilenecekleri kitaplardan[1] vermedik. Ve senden önce onlara bir uyarıcı da göndermedik. |
|
Sebe 45. Ayet
45. Ayet
Erhan Aktaş
Kendilerinden öncekiler de yalanlamışlardı. Ve onlara verdiğimiz nimetlerin onda birine bile sahip değillerdi. Buna rağmen resullerimizi yalanladılar. Fakat Beni yok sayma neymiş gördüler!
|
Erhan Aktaş
Kendilerinden öncekiler de yalanlamışlardı. Ve onlara verdiğimiz nimetlerin onda birine bile sahip değillerdi. Buna rağmen resullerimizi yalanladılar. Fakat Beni yok sayma neymiş gördüler! |
|
Sebe 46. Ayet
46. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Size yalnızca bir tek şey öğütlüyorum. Allah için ikişer ikişer ve teker teker bir araya gelin[1]. Sonra iyice düşünün." Sizin arkadaşınızda bir delilik yoktur. O, şiddetli bir azabın öncesinde bir uyarıcıdır.
|
Erhan Aktaş
De ki: "Size yalnızca bir tek şey öğütlüyorum. Allah için ikişer ikişer ve teker teker bir araya gelin[1]. Sonra iyice düşünün." Sizin arkadaşınızda bir delilik yoktur. O, şiddetli bir azabın öncesinde bir uyarıcıdır. |
|
Sebe 47. Ayet
47. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Sizden bir karşılık beklemiyorum. Sizden bir beklentim yok. Benim ücretim, yalnızca Allah'a aittir. Ve O, Her Şeye Tanık'tır."
|
Erhan Aktaş
De ki: "Sizden bir karşılık beklemiyorum. Sizden bir beklentim yok. Benim ücretim, yalnızca Allah'a aittir. Ve O, Her Şeye Tanık'tır." |
|
Sebe 48. Ayet
48. Ayet
Erhan Aktaş
De ki "Benim Rabb'im gerçeği ortaya koyar. O, bütün gaybı[1] en iyi bilendir."
|
Erhan Aktaş
De ki "Benim Rabb'im gerçeği ortaya koyar. O, bütün gaybı[1] en iyi bilendir." |
|
Sebe 49. Ayet
49. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Hakk[1] geldi. Artık, Batıl[2] ortaya bir şey koyamaz da geri getiremez de."
|
Erhan Aktaş
De ki: "Hakk[1] geldi. Artık, Batıl[2] ortaya bir şey koyamaz da geri getiremez de." |
|
Sebe 50. Ayet
50. Ayet
Erhan Aktaş
De ki: "Eğer yanlış yola sapmışsam sadece kendi zararıma sapmış olurum. Eğer doğru yoldaysam, bilesiniz ki Rabb'imin bana verdiği vahiy sayesindedir. O, Her Şeyi Duyan'dır, En Yakın Olan'dır.
|
Erhan Aktaş
De ki: "Eğer yanlış yola sapmışsam sadece kendi zararıma sapmış olurum. Eğer doğru yoldaysam, bilesiniz ki Rabb'imin bana verdiği vahiy sayesindedir. O, Her Şeyi Duyan'dır, En Yakın Olan'dır. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.